8 Eylül 2010 Çarşamba
2 Eylül 2010 Perşembe
Yumurta
Rahmetli bestekar Selahattin Pınar bir yandan beste yaparken, diğer taraftan üç-beş kuruş kazanmak için bazı zengin çocuklarına musiki dersi verirmiş. Öğrencilerden biri bir gün,
- ''Hocam, sabahları aç karnına çiğ yumurta içmenin sesime çok faydası varmış. Ben bir haftadır bunu yapıyorum. Sesimdeki değişikliği fark ettiniz mi?'' diye sorar.
Selahattin Pınar,
- ''Oğlum", der.. "İç... Hiçbir zararı yoktur!''
Bir süre sonra oğlan,
- ''Hocam, annem de çiğ yumurta sayesinde sesimin çok güzelleştiğini söyledi. Siz de farkındasınız, elbette..''
Selahattin Pınar çaresiz... Bet sesli oğlanı atsa olmayacak, ekmek parası...
-''Oğlum.. der. Yumurtanın zararı yoktur... içebilirsin.. .'
Bir süre sonra oğlan yine aynı konuya girince, dayanamaz rahmetli...
-''Ulan, eşşek oğlum..." der. "Yumurtada keramet olsaydı, tavuk götü bülbül gibi öterdi!''
- ''Hocam, sabahları aç karnına çiğ yumurta içmenin sesime çok faydası varmış. Ben bir haftadır bunu yapıyorum. Sesimdeki değişikliği fark ettiniz mi?'' diye sorar.
Selahattin Pınar,
- ''Oğlum", der.. "İç... Hiçbir zararı yoktur!''
Bir süre sonra oğlan,
- ''Hocam, annem de çiğ yumurta sayesinde sesimin çok güzelleştiğini söyledi. Siz de farkındasınız, elbette..''
Selahattin Pınar çaresiz... Bet sesli oğlanı atsa olmayacak, ekmek parası...
-''Oğlum.. der. Yumurtanın zararı yoktur... içebilirsin.. .'
Bir süre sonra oğlan yine aynı konuya girince, dayanamaz rahmetli...
-''Ulan, eşşek oğlum..." der. "Yumurtada keramet olsaydı, tavuk götü bülbül gibi öterdi!''