11 Ekim 2010 Pazartesi

MOTOR VE KALP

Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın Mustang'i bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:

- "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım! Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"

Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:

- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!"

VERESİYE

Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :

-"Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya."

Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam. Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :

-"Yahu bu ne uzun namaz böyle?"

-"Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!"

Bektaşi :

-"Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza."

Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :

-"Erenler, senin namaz da uzun sürdü!"

-"Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!"

Hoca şaşırmış :

-"Yahu olur mu böyle şey?"

Bektaşi gülmüş :

-"Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?"

YAMYAM

Bir bankada 5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben:

- "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin bankanın kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der.

Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. hafta sonra müdürleri gelir:

- "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız katınızdaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar.

Yamyamların hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner:

- "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar.

En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir:

- "Ben yedim"

Bunun üzerine şef söyle cevap verir.

- "Ulan aptal! Biz 4 haftadır grup müdürleri, bölüm müdürleri, proje yöneticilerini yiyip duruyoruz ki kimse farkına varmasın diye, nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yok senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!"

PARDON

Adam evine telefon acar, telefonu yabancı bir bayan acar.Adam karşıdaki sesi duyunca şaşırır, bayana sorar:

- "Sen kimsin?"

Kız cevaplar:

- "Evin hizmetçisiyim."

- "Iyi de bizim hizmetçimiz yok ki!"

- "Evin hanımı beni bu sabah işe aldi."

- "Ya. Öyle mi? Ben de evin beyiyim. Hanımı cağırır mısın?"

- "Hanımınız şu an yatak odasında kocası sandığım bir adamla beraber."

Adam şaşırır, sinirlenerek,

- "Elli bin dolar kazanmak istermisin?"

Kiz,

- "Tabii ki isterim.Kim istemez..."

- "O zaman çekmeçedeki silahı al, yukarı çıkıp o cadi ile o sümsük herifi vur!"

Once ayak sesleri duyulur, sonra iki el silah sesi. Hizmetçi telefona geri gelir:

- "Öldürdüm efendim, cesetleri ne yapayım?"

Adam,

- "Cesetleri havuza at."

Kadın duraklar:

- "Ama burada havuz yok ki?"

Adam bir süre düşünür ve cevap verir:

- "Orasi 112 43 44 değil mi?

- "Hayir!!!!!"

- "Pardon! Yanlış numarayı aramışım!!!!!"

IŞIĞI GÖREN

Adamın karısı hamileymiş.Bir gece yarısı sancılanmış.Çağırılan ebe tam doğuma başlarken elektrikler kesilmiş.Adamcağız mecburen fener tutarak doğuma yardımcı oluyormuş. Nihayet bebek sağlıkla doğmuş.
Ancak ebe bakmış bir bebek daha geliyor.Onu da doğurtmuş. Bitmemiş ardından bir tane daha.Adam derhal feneri söndürmüş.

Ebe;

-"Ne yaptın,yak şu feneri!"

-"Olmaz ebe hanım,baksana ışığı gören geliyor!"

İFLAS

Adam hanımına dert yandı;

-"İflas ettikten sonra arkadaşlarımın yarısı beni terketti."

-"Peki öbür yarısı?"

-"Onların daha haberi yok."

3 Ekim 2010 Pazar

ROMAN

Akıl hastanesinde bir deli, öteki deliye:

- "Ben bir roman yazdım, al oku; bakalım beğenecek misin, "demiş.

Ve kendisine kalınca bir kitap vermiş.Öteki deli, bir hafta boyunca okumuş romanı. Sonunda arkadaşı deliye:

- "Romanın çok ilginç, demiş; yalnız biraz kalabalık, çok isim var içinde."

Kitabı veren deli:

- "Al, demiş, ikinci cildini de oku."

Ve kalınca bir kitap daha vermiş. Yine aradan bir zaman geçmiş. Romanın ikinci cildini de alan deli:

-" Bunu da okudum, demiş; gerçekten çok ilginç ama, bu da çok kalabalık; çok isim var içinde."

O sırada akıl hastanesinin doktoru gelmiş üstlerine:

-" Verin bakayım, demiş, o telefon rehberlerini. Ne zaman aldınız bunları; ben de kaç gündür onları arıyordum"

PAPAĞAN VE SİHİRBAZ

Sihirbaz, Titaniğin salonlarından birinde her akşam gösteri yapmaktadır, mesleğinin de zirvesindedir. Ancak onun da baş edemediği bir sorunu vardır. Salonun köşesindeki Papağan, tam “ Ne Sihirdir Ne Keramet” noktasına gelindiğinde hilelerini tek tek açıklıyormuş.

-"Kartı gömleğinin yeninden içeri attı!"

Ya da:

-" O şapkanın içinde tavşan var!"! diye haykırıyor,

Gösterisinin içine ediyormuş o çirkin sesiyle. Sihirbaz fena halde kızıyor, bozuluyor ama kaptanın papağanı olduğundan dolayı da bir şey yapamıyormuş. Derken Titanik buzdağına çarpıp batınca, sihirbaz gemiden kopan bir kapının üzerine çıkarak kurtulmuş. Ertesi sabah gözlerini açınca ne görsün: Papağan da aynı kapının üzerinde sessizce kendine bakmakta, izlemektedir. Üç gün üç gece o kapının üzerinde öylece bakışmışlar. Ne sihirbaz bir şey söylemiş ne de papağan. Sonunda bu durumu papağan bozmuş:

-"Tamam, pes, gemiye ne yaptığını anlayamadım!"
Yaşlıca bir adam çok güzel bir kadınla mücevher dükkânına girer.
Adam satıcıya:

- "Çok güzel bir yüzük satın almak istiyoruz."

Satıcı vitrinden güzel bir yüzük çıkarır gösterir:

— "Bu yüzüğün bedeli 4000 $’dır efendim," diye gösterir.

İkili yüzüğe bakar ve yaşlı adam satıcıya;

- "Lütfen bana en iyi yüzüğünüzü gösterin!"

Satıcı içerdeki kasadan bol pırlantalı şahane bir yüzük getirir;

- "Bu dükkanımdaki en iyi yüzüğüm.. ve fiyatı 50 000 $ dır!"

Genç kadın heyecanla parmağına takar. Yaşlı adam cebinden çek defterini çıkarır 50 000 $ yazar ve açıklar:

-" Bugün; Cumartesi ve akşamüzeri, bankaların kapalı olduğunu biliyorum. Sizin karşılığı olup olmadığından emin olmak istediğinizi biliyorum. Çeki size bırakıyorum, Pazartesi sabahı bankama telefon edip çekin karşılığını aldıktan sonra, üzerinde yazılı olan telefonumdan beni arayın lütfen! Biz de gelip yüzüğü alırız.

Pazartesi sabahı mücevherci yaşlı adamı arar:

- "Sen benimle alay mı ediyorsun be adam? Hesabında hiç paran yokmuş!"

Yaşlı adam:

- Sen yüzüğü dükkânında sakla ve çeki yırt. Sana posta ile 100
$ gönderiyorum. Sayende şahane bir hafta sonu geçirdim...

ÇOCUK AKLI

Yedi yaşındaki küçük Abraham’ı bizdeki İmam Hatip Okul muadili olan Yahudi ilkokuluna yazdırırlar. Birinci haftanın sonunda yani cuma günü saat on ikide okul hafta sonu tatiline girince, eve döner.

Annesi sorar:

— "Abraham anlat bakalım bu hafta okulda ne öğrendiniz?"

— "Dinle anne, bu hafta Musa Peygamberi öğrendik."

— "Peki, anlatabilir misin?"

— "Musa Peygamber bir Mossad ajanıydı. Gördüğü eğitim sayesinde Mısır firavununun sarayına kimseye çaktırmadan girdi. Esir alınmış Yahudileri Kızıl denizin kenarına kadar kaçırmayı başardı. Denizi geçmek için bütün Yahudilere emir vererek yüzen köprüler kurdurdu ve Yahudiler Kızıldeniz’in doğusuna geçmeye başladılar. Tam geçerlerken General Firavun, bunları orduları ve zırhlı birlikleri ile takip etmeye başladı. Musa Peygamber cep telefonunu kullanıp Mossad'a haber verdi. Mossad İsrail hava kuvvetlerine bildirince hemen F-16’larla Fantom uçakları köprüye varan Mısır ordusunu ve tankları bombalamaya başladılar, Köprünün yarısına kadar gelmiş Mısır ordusu ve general Firavun denize düşerek boğuldular ve Yahudiler selametle karşı sahile geçtiler.

Annesi dehşetler içinde sorar.

— "Abraham, haham hocan cidden, gerçekten böyle mi anlattı?"

— "Anne tam olarak böyle anlatmadı, ama herifin tam olarak anlattığı şekilde sana anlatsam hepten inanmayacaksın!"

BAĞIMLILIK

Dün akşam otururken karıma dedim ki:

- "Ot gibi yaşamayı kesinlikle istemem!! Eğer bir gün makinelere ve bir şişeden sızacak olan bilmem ne sıvısına bağımlı olacak olursam, Lütfen!! Lütfen hiç tereddüt etme, hemen fişi çek olur mu?"

Karım yerinden kalktı. Laptopumu fişten çekti, Şarabımı çiçek saksılarından birinin dibine döktü ve çıkıp gitti.