TIR

Rüknettin'in babası ölmüş. Cenazeyi yıkayan imama 20 lira bahşiş vermiş, hoca parayı az bulup itiraz edince Rüknettin çok sinirlenmiş;

-"Bana bak Hoca, aşağıdaki benzinlikte 5 liraya tır yıkıyorlar adamın canını sıkma!" demiş.

ZATEN CEZAYI BULMUŞ

Temel Fadime ile seyahatten dönerken farkında olmadan ters yöne girer ve anında trafik polisi tarafından durdurulur. Polis Temel'e ceza yazar ancak Temel'in yanında o kadar para yoktur ve ikametgahına vardığında ödemek istediğini söyler. Polis kabul etmeyince aralarında pazarlık başlar. Bundan sıkılan Temel bir sigara yakarak arabadan uzaklaşınca Fadime ile trafik polisi başbaşa kalır. Bir kaç dakika sonra daha sigarası bitmeden Temel polisin kendisine doğru geldiğini görür. Polis ehliyet ve ruhsatı Temel'e uzatınca Temel;

-"Cezam ne oldi memur bey, dönuncemi ödeyeceğum?" diye sorar.

Trafik Polisi;

-"Ne cezası arkadaş sen zaten cezayı bulmuşsun!" diye cevaplar.

BİRİNCİ SINIF

Küçük kız okulun ilk günü eve döndüğünde annesi sorar;

-"Kızım okulda ilk günün nasıldı?"

-"Her şey iyiydi ama anneciğim galiba bizi kandırıyorlar!" der küçük kız.

Annesi merakla

-"Nasıl yani!" diye sorar

-"Sınıf kapımızın üstünde birinci sınıf yazıyor  ama içeri girdiğimde her şeyin tahtadan olduğunu gördüm." diye cevaplar çok bilmiş.

FOTOĞRAF

Trende yeni tanışan iki kadın sohbet ederler, kadınlardan biri gençliği ile övünmeye başlayarak, cebinden bir fotoğraf çıkararak uzatır.

-"işte ben gençliğimde böyleydim" der.

Muhatabı umursamadan;

-"Ayol gençliğinde fotoğraf icat edilmişmiydi?" diye sorar.

EMNİYET KEMERİ

Geçirdiği üç kazada otomobilleri kullanılmaz hale gelen adam, yeni aldığı otomobili ilk iş döşemeciye götürür; tasarladığı emniyet kemeri ile bundan sonra olabilecek kazaları kendince önlem alarak engellemek ister!

KİRA ARTMIŞ

                                   
İşten dönen adam eve girer girmez karısına döner;

-”Hayatım, hani sen aylardır daha pahalı bir evde yaşamak istediğini söylüyordun ya; müjde, isteğin gerçek oluyor.”

Kadın sevinçle;

-”Gerçekten miii! Ne zaman taşınıyoruz, hemen hazırlanayım!”

Kocası;

-”Hayır karıcım, taşınmıyoruz. Ev sahibi kiramızı arttırdı.”

YAN LOKANTADA

Bir taşra ilçesinden tesadüfen geçen iki kafadar gözlerine kestirdikleri lokantaya girerler ancak bitiremedikleri yemekleri beğenmezler ve garsonu çağırırlar;

-“Patronun nerede, bu yemekleri hiç beğenmedik” derler.

Garson;

- “Şu anda yan lokantada yemek yiyor” der.

NİÇİN SEVİNİYORMUŞ?

Dursun, Temel’i çok sevinçli görünce dayanamamış, sormuş.

- "Ne oldi Temel? Çok sevinçlisun?"

-"Arabaya sigorta yaptirmuştum yandi da!"

-"Ula köti olmuş niye sevineysun?"

-" He he! Bu günde Fadime’yi sigortalı yaptirdum." 

DÖRT HARFLİ HAYVAN

Malkara'da Üsmen ile Ismayıl birlikte bulmaca çözerken Üsmen seslenir

– "Abe dört arfli  ayvan söle."

Ismayıl cevabı yapıştırır;

– "Orozdur bea. Dur, dur  indi de olabilir."

SAATİ NİÇİN SÖYLEMEMİŞ

Yakışıklı bir genç ve yaşlı bir Yahudi uzun bir tren yolculuğunda aynı kompartımanı paylaşırlar. İhtiyar biner binmez, genç adam saati sorar, ancak yanıt almaz. Tüm gece süren yolculuk boyunca da hiç konuşmazlar. Ertesi sabah, varış istasyonuna gelmeden önce, ihtiyar:

- "Şimdi saat 8.30 oldu!" der.

Genç, şaşkınlıkla:

-"Niye ancak şimdi cevap verdiniz ki?" diye sorar.

- "Bakınız, genç adam; size dün akşam saati söylemiş olsaydım, sohbete baslayacaktık. Bana muhtemelen, benim de gittiğim kente yolculuk ettiğinizi ve belki de oraya ilk kez gittiğinizi söyleyecektiniz. Ben de, iyi bir insan olduğum için, sizi evime davet edecektim. Orada kızım ile tanışacaktınız. Çok güzel bir kız olduğu için, onu kesinlikle beğenecektiniz. Eh, siz de çirkin sayılmazsınız o da sizi beğenecekti. Kuvvetle ihtimaldir ki, bu iş evliliğe kadar gidecekti. Ben de düşündüm ki saati bile olmayan meteliksiz bir damatla, benim ne işim var!"

GÜVENCE

İstanbul'a göçeden Temel boğazda zengin bir hemşehrisinin yalısında uşak olarak çalışmaya başlar. Yalının her köşesine pervasızca girip çıkmasına ve kapıları vurmamasından rahatsız olan evin hanımı Temel'i uyarır.

-"Kapıları vurmadan hiç bir odaya girme ben veya çocuklar giyinik olmayabiliriz.

Temel bilmiş, bilmiş cevap verir;

-" Merak etme  hanimum girmeden önce kapinun deluğundan bakayirum."

SENİN AT ARADI

Kadın bir anda elindeki tavayı kocasının kafasına geçirince  kocası şaşkınlıkla nedenini sordu.

Kadın:

-"Dün gömleğinin cebinde Çiğdem yazan bir kağıt buldum nedir o!"

Adam:

-"Karıcım o geçen gün üzerine bahis oynadığımız atın ismiydi " der.

Bu açıklamayı yeterli bulan kadın inanmış görünür. İki gün sonra  daha büyük bir tava ile kocasının kafasına öyle bir vurur ki adam birkaç dakika kendinden geçer, ayılınca  nedenini sorar ve kadın;

-"Senin at aradı da!" der.

HİÇ İNANMAZDIN

Küçük Moiz  okulda ilk günün akşamı eve dönmüş. 

Annesi: 

-“Oğlum öğretmenin bu gün neler anlattı size bakayım?” diye sormuş.

Moiz: 

-“Anne, Musa diye bir adam varmış, bir gün Ramses diye biriyle kapışmış, adamlarını alıp kaçmaya başlamış. Kaçmışlar, kaçmışlar bir nehrin kenarına gelmişler. Arkadan Ramses’in ordusu geliyormuş.
Musa hemen cep telefonundan Mossad, CIA ve Orduyu aramış. Hemen helikopterlerle askerler gelmiş, nehrin üzerine bir köprü yapmışlar. Musa ve adamları geçmiş. Ramses’in adamları köprüye girerken savaş uçakları gelmiş, köprüyü bombalamış, hepsi suya düşüp boğulmuş.”

Diye anlatırken, Anne: 

-“İnanamıyorum! Öğretmenin cidden böyle mi anlattı?” diye bağırmış.

Moiz:

-“Ah  Anne ah, ben sana öğretmenin anlattığı şekliyle anlatsam hiç inanmazdın"

YUMURTLAMAMIŞ

Bir tanıdığı, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfik’e göstererek, fikrini sorar. Neyzen Tevfik beğenmediğini belirtince, adam;

- "İyi ama siz hiç roman yazmadınız ki!"

Neyzen Tevfik cevap verir;

- "Ben yumurtanın bayatını tazesini de anlarım. Ama bu güne kadar hiç yumurtlamadım!"

Dursun izlediği belgeselden etkilenip Temel'e sormuş:

- "Ula Temel de bakayum! 17. yüzyıl ressamları hakkinda ne soyleyebilursun?"

Temel hemen cevaplamış:

- "Hepsi ölmüştür da!"

POLİS ARACI

Sürücü dikiz aynasında kendisini izleyen polis aracını görünce, kaçabileceğini düşünerek gaza dokunur. Ancak polisi atlamayacağını anlayınca pes ederek kenara çeker. Polis arabadan çıkıp sürücünün yanına gelir ve sorar: 

-"Arkadaş, bugün oldukça yoruldum. Mantıklı bir mazeretin varsa seni bırakacağım."

Sürücü düşünür ve yanıtlar: 

-"Karım geçen ay beni bir polis için terk etti. Aynadan polis aracını gürünce, kaçtığı polis onu geri getiriyor sandım."

-"Pekâlâ, gidebilirsin." 

YA SECDEYE VARIRSA

Kiralık ev arayan hoca, girdiği evin her tarafının yıkık dökük ve harap okluğunu gördü. Ev sahibine; 

-“Tahtalar çok gıcırdıyor. Üstelik ev de sallanıyor.” dedi.

Adam pişkince cevapladı;

-“Benim ev sofudur, ara sıra böyle aşka gelip zikreder.”

Hoca telaşla hanımına döndü ve;

-“Haydi hanım! Çabuk gidelim buradan. Bu evin aklına eser de, ya secdeye varırsa halimiz yamandır.”

BEDAVA

Sınıfta öğretmen sordu:

-"Bana elektrik ile şimşek arasındaki farkı kim söyleyebilir?"

Hemen bir parmak kalktı:

-"Elektrik paralı, şimşek bedava öğretmenim!"

İYİ GEÇEN SINAV

Üniversiteye giriş sınavından çıkan gence babası sordu;

-"Oğlum nasıl geçti sınavın?"

Genç delikanlı;

-"Çok iyiydi baba, o kadar iyi geçti ki genel istek üzerine seneye bir daha gireceğim."

KİBARLIK

Annesi oğluna kibarlık dersi veriyordu;

-"Diyelim ki elma dolu bir tabak var. Ben sana elmalardan hangisini istediğini sorsam sen ne diyeceksin?"

-"En büyüğü diyeceğim anneciğim!"

Anne kaşlarını çattı;

-"Olmadı! Kibar olmak için en küçüğünü isteyeceksin."

Çocuk serzenişte bulundu:

-"İyi de kibar olmak için yalan söylemem doğrumu?"

TERSDEN

Adam meyhanede çevresine anlatıyor;

-"34 yıllık evliyim, düğün videomuzu tersten oynattıkça inanın mest oluyorum. En sevdiğim yeri ise karım nikah yüzüğünü parmağından çıkarıyor, nikah salonunda geri geri gidip kapıda bir arabaya binip caddelerde kaybolmuyor mu işte orada keyiften çıldırıyorum!"

O ZAMAN KESİN BULURLAR

Amerikalı, karısıyla  Avustralya'ya uçarken kaptan pilotun anonsu duyulmuş.

-"Bayanlar ve baylar, üzgünüm size kötü haberlerim var. Teknik bir nedenle acil iniş yapmamız lazım. Şanslıyız ki altımızda haritalarda görülmeyen bir ada var. Kumsalı inebileceğimiz kadar geniş.. Ama bizi bilinmeyen bir adada bulmaları çok zor. Hayatlarımızın sonuna kadar orada kalabiliriz. "

Uçak adaya salimen inmiş, akşam üzeri adam karısına dönmüş;

-"Hayatım! Geçen Pazar rahibe söz verdiğim bin dolar bağışı yapmış mıydın?"

-"Hayır tatlım" demiş karısı mahcup.

-"Peki, kilise yaptırma derneğine 10 bin doları yatırdın mı?"

-"Özür dilerim bir tanem, unuttum!"

Adam dönüp 40 yıllık evliliklerinde ilk defa ateşli ateşli öpmüş karısını;

-"Aaa?.." demiş karısı.. "Ne oldu sana? "

-"İyi ki o yardımları unuttun  "demiş adam çok rahatlamış tavırla.. "Şimdi bizi kilise kesinlikle bulur!"

O KADAR UZUN DEĞİLDİ

Kilisede uzun ve bıktıran pazar vaazı sırasında yerinden kalkıp çıkışa doğru yürüyen adama papaz;

-"Hey, kardeşim!   Nereye? " diye seslenmiş.

-"Berbere tıraş olmaya efendim.." diye cevap vermiş adam.

-"Buraya gelmeden neden kestirmedin saçını?" diye sormuş papaz.

-"O zaman bu kadar uzun değildi efendim!" diye cevaplamış adam.

SİZE 38

Bayan müşteri beğenip ayağına da uygun gelen botları alarak ödeme noktasına gidiyor.  Kasiyer botları poşete koyarken müşteri  38 lira uzatıyor.

Kasiyer tuhaf tuhaf bakarak;

-"Bunların indirimli fiyatı 180 lira efendim" diyor.

Müşteri cevabı yapıştırıyor:

-"Olur mu hanımefendi, altında 'Size 38' diye yazıyor"

GÖRÜNMESİN DİYE

Temel, sınıfta o kadar küçük yazıyordu ki okumak mümkün olmuyordu. Bir gün öğretmen iyice merak edip sordu:

-"Oğlum neden yazıları hem küçük hem de sık yazıyorsun?"

 -"Yanlişlarum görünmesun diye öğretmenum."  

KUŞU DA NEZLE OLMUŞ

Temel Dursun'un nezle olduğunu görünce laf attı.

-"Geçenlerda benum kuşum da nezle oldi."

-"Kuş nasi nezle oluyi da?"

-"Ula pizum Fadime kafesun kapisini açik unutti da."

ARKADAŞINA VURMUŞ

Adamın biri yolda gidiyormuş ensesine şöyle okkalı cinsinden bir tokat yemiş, arkasına dönüp bakmış iri yarı bir adam.

-"Ne oldu! Neden bana vurdunuz?" diye sormuş.

Tokatı vuran:

-"Seni bir arkadaşıma benzettim pardon kardeşim."demiş.

-"Ama bu kadarda sert vurulmaz ki!" diye sızlanmış tokatı yiyen.

-"Sanane be adam arkadaşım değil mi? istediğim gibi vururum." cevabı ile donup kalmış.

KONSERVE

Dursun Temel'in başındaki şişliği görünce merak edip sordu: 

-"Temel o başindaki şişluk nedu?"

 -"Fadime kafama domates atti."

 -"Uyy domates kafa mi şişirur ula?"

 -"Konservesi şişiriyi uşağum."

CEVAPLARİ ZORDİ

Temel sınavdan çıkan oğluna sordu;

-"Uşağum nasi geçti, sorular zor miydi?"

Oğlu omzunu silkti;

 -"Yok babacuğum, sorular kolaydi ama cevaplari çok zor idi."

RÜYAMDA YIKAMUŞDUM

Annesi yeni uyanan Temel'i her zamanki gibi uyardı. 

-"Günaydın uşağum, sofraya oturmadan önce yüzünü yıkıyacasun. "

Temel boş boş annesinin yüzüne baktı.

-"Ne oldi niye bakaysun?"

-"Anacuğum biraz önce rüyada suya düştum. Yüzümi yıkamasam olmaz mi?"

BAŞKASİ SEVUNSUN

Temel'in karnesindeki zayıfları gören annesi sinirli sinirli Temel'e bağırır:

-"Ha pu nedur da? Geçen yıl sinif birincisudun, bu yıl sonuncu olmişsun!"

Temel gayet sakin cevaplar:

-"Anacuğum geçen yıl sen çok sevinmiştun bırak pu yil da paşka analar sevinsun !"

FİL

Misafirlere Temel'in büyüdüğünü kanıtlamak isteyen babası:

-"Uşağum Temel, hadi emicelerine büyük bi laf et da, senin ne kadar büyuduğuni görsunlar." demiş.

Küçük Temel tek kelimeyle cevap vermiş:

-"Fil."

ÖĞRETMEN OLURUM

Annesi, ders çalışmayan oğluna sinirlenerek çıkıştı:

-"Okuyup yazmaya pek hevesin yok senin, senden hiç bişi olmayacak bu gidişle!"

Oğlu hemen itiraz etti:

-"Olur mu annecim, ben de öğretmen olurum! Öğrencilerim okur ben dinlerim."

BİRİSİNİ KAPA

Derste Aliye, Asiye'ye:

-"Ben tahtadaki harfleri çift görüyorum, öylemi yazılmış?"

-"Yoo ben tek görüyorum."

Aliye hemen telaşa kapıldı:

-"Eyvaah ne yapacağım peki şimdi?"

-"E kolayı var bi gözünü kapa olsun bitsin." 

AMA BEN GÖRMEDİM

Temel kahvede kafası sarılı İdris'i görünce; merakla sordu.

-“Kafandaki bez neyin nesi?”

Temel;

-“Kahvenin yeni cam kapısını gördün mü?" diye cevapladı.

İdris;

-“Evet” diyince

Temel;

-“Ama ben göremedim” diye yakındı.

DEĞİRMEN TAŞI

Hasırcızade Mehmet ağa bir gün, Keçeci Zade Fuat Paşa'nın parmağındaki yüzüğe dikkatli dikkatli bakıyordu. Paşa sordu:

- "Taşıma mı bakıyorsun?"

- "Evet Paşam, ne taşı diye bakıyorum."

-"Elmas!"

- "Affedesiniz ama, bir şey soracağım: Sana kaç para getiriyor? "

- "Hiç!" dedi Hasırcızade gülümseyerek:

- "Benim de dede yadigarı bir çift taşım var ama, her sene bana elli altın getirir!"

- "Ne taşı bu? "

- "Değirmen taşı, Paşam!"

DAVETİYEDE YAZMIYOR

Osmanlı döneminde Edirne Valisi Müşir Arif Paşa Ramazan'da vilayet ve ordu erkanına çok zengin bir iftar düzenledi,  oruç açıldıktan sonra Paşa davetlilere:

-"Hadi efendiler, namaz kılalım." dedi. 

Davetliler arasında bulunan Bektaşi dedesi ceketinin cebinden iftar davetiyesini çıkarıp baktıktan ve tekrar cebine soktuktan sonra Paşa'ya sokuldu: 

-"Paşam davetiyede yalnız iftar yazılı; namaza dair bir kayıt yok!" diye itiraz etti.

SEN GELDİN YA

Kamil Paşa Kıbrıs'a vali olarak atanır ve  giderken şair Eşref'e sorar;

-"Kıbrıs'tan bir isteğin var mı?" 

Şair Eşref';

-"Paşam benim eşek ihtiyarladı, Kıbrıs'tan bana en hasından eşek getirir misin?" der. 

Gel zaman git zaman paşa Kıbrıs'tan döner. Eşref gemiden inen paşayı karşılamak için iskelededir. paşa Eşref'i görünce eşek almayı unuttuğunu hatırlayıp tutuşur. 

-"Eşref kusura bakma senin eşeği almayı unuttum, bir daha ki gidişte söz, alırım" der. 

Eşref';

 
-"Üzülmeyin paşam siz geldiniz ya bana yeter" der.

TANIK

 Yeni açılan bulvarın ağaçlandırılması esnasında oradan  geçen kadının arabasına vinçte takılı dikilecek köklü ağaç çarpar ve araç hasarlanır. Otomobildeki kadın dışarı fırlar ve feryat eder. Yetkililer kadını sakinleştirmeye çalışır ve zararın karşılanacağını bildirmesine rağmen kadın bir türlü sakinleşmez ve sızlanır.

- "Benimle birlikte gelin ve bu olayı kocama anlatın! Zarardan öte, kocamın karşısına bu kez benim bir ağaca değil, ağacın bana çarptığını doğrulayacak bir tanık götürmeliyim." 

KAPI KOMŞUSU

Polis kuşkulu davranan iki kişiyi yakalayarak karakola götürdü kimlik tespiti için sorguya başladı. Ad soyad faslından sonra sordu:

-"Adresin ne? Nerede oturuyorsun?"

Birinci kuşkulu cevap verdi:

-"Nerede olacak, parkta, inşaatta, neresi denk gelirse."

Polis diğerine sordu:

-"Sen nerede oturuyorsun?"

İkinci kuşkulu cevap verdi:

-"Bende onun kapı komşusuyum."

SONRADAN KEŞFEDİLDİ

Öğretmeni Temel'e sordu: 

-"Söyle bakalım Temel... Amerika'da saatler Avrupa'ya göre neden 5 saat geridir?"

Temel doğru cevabı bilmese de: 

-"Amerika daha geç keşfedildi da ondan öğretmenum." diye yapıştırdı.

KAFANA GÖRE VER

Edinmek üzere olduğu kangal köpeğine,  ihtiyaç duyulan malzemeleri almak için yeni zengin Pet Shop'a girer. Satıcı ile diyalog halinde tespit edilenlerin büyük bir bölümü alınır. Sıra köpeğe takılacak tasmaya gelmiştir.

Satıcı sorar:

-"Tasma nasıl olsun nasıl bir şey istersiniz?"

Alıcı:

-"Hiç bir fikrim yok size bıraktım. Kafanıza göre bir şey verin."

Demesiyle birlikte satıcının tokatı suratında patlar.

ÖLÇMÜŞ, BİÇMİŞ GİDİYOR.

Arkadaşlarından biri Hocaya sorar; 

-“Hocam, Dünya kaç metredir?” 

Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek; 

-“Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!..

ERİR Mİ?

Kimya dersinde öğretmen, elindeki metal doları sınıfa göstererek;

-"Şimdi bu doları asit'e atıyorum. Ne dersiniz eriyecek mi?"

Sınıftan yüksek sesle bir öğrenci bağırır;

-"Erimez efendim!"

Öğretmen sese doğru döner  ve;

-"Evet erimez, peki neden erimez?"

Öğrenci cevaplar;

-"Eriyecek olsa asit'e atmazdınız da ondan."

EĞRİ MİNARE

Koca Sinan Selimiye Camisinin inşaatını bitirmiş çevre düzenlemesini yaptırmaktadır. Ön sol minarenin altında bir gurup 6-7 yaşlarında çocuğun minareye bakarak minarenin eğri olduğunu konuştuklarını duyar. Yanlarına giderek uzun uzun minareye bakar ve;

-"Haklınız çocuklar minare eğri bana uzun bir urgan bulun!" der.

Çocuklar koşarak uzun bir urgan getirir. Urganı minarenin bedenine bağlatarak çocuklar bitkin düşünceye kadar çektirir. Tekrar çocukların minareye bakmalarını ister. Onların artık düzelmiş olduğunu söylemeleri üzerine çocukları bırakır. Olayı baştan sona izleyen eşraftan birisi bu davranışının sebebini sorunca;

-"Bak üstadım çocuklar ulu orta minarenin eğri olduğunu konuşsalardı zamanla buna inanılırdı. Ancak şimdi minare eğri idi düzelttik diyecekler ve buna kimse inanmaz!" der.

GEÇMİŞ ZAMAN

Türkçe dersinde bayan öğretmen zaman kiplerini işlerken öğrencilere sorar :

- "Çocuklar -ben güzelim- dersem hangi zamana girer bu cümlem?"

Çocukların hepsi el kaldırarak:

- "Geçmiş zaman öğretmenim." diye bağırırlar.

İKİNCİ SORU

Öğretmen, öğrencilere:

- "Sizlere sorular soracağım. Birinci soruyu bilene ikinci soru sorulmayacak. Şimdi söyle bakalım Ahmet, bir hindinin kaç tane tüyü vardır ?"

- 9567 tane tüyü vardır öğretmenim !"

- "Nereden öğrendin bunu ?"

- "Öğretmenim, hani birinciyi bilene ikinci soruyu sormayacaktınız ?"