2 Aralık 2024 Pazartesi

AYNİ YAŞTA DEĞİL Mİ?

Temel'in sol ayağı devamlı ağrımaya başlamıştır. Ağrılara dayanamayan Temel günün birinde doktora gitmiş :
 
-"Eyi çünler toktor pey."

-"Buyrun size nasıl yardımcı olabilirim?"

-"Pir şiçayetum vardur."

-"Anlatın sizi dinliyorum."

-"Haçan pu penum sol ayağım tevamli olarak ağrımaktadır."

Temeli kısa bir süre inceleyen doktor teşhisini koyar.
 
-"Efendim sizin sorununuz yaşlılıktan meydana gelmektedir. Yani ayağınızda romatizma vardır.

 Doktorun bu teşhisini duyan Temel :
 
-"Ula toktor pey madem öyle diyeysunuz ama penum sağ ayağım hiç ağrımıyor o da öbür ayağımla aynı yaşta teğil midur!"

1 Kasım 2024 Cuma

İLK HATA

         

İşsiz bir genç yeni işe başlamış. Bir aylık çalışma sürecinin sonunda ilk maaşını almak için bankamatiğe gittiğinde anlaştıkları maaşın 250 TL üzerinde bir ücret yatırıldığını görmüş. Hiç sesini çıkartmadan, sevinerek maaşı çekmiş. Aradan bir ay daha geçmiş.

Tekrar maaşını çekmeye gitmiş, bakmış bu seferde 100 TL eksik yatmış. Hemen muhasebeye gidip itiraz etmiş:

– “Neden maaşım eksik yattı” diye sormuş.

Bunun üzerine muhasebeci:

– “Neden geçen ay 250 TL fazla para yatırdığımızda itiraz etmediniz de şimdi eksik yatınca itiraz ediyorsunuz?” diye sormuş.

Kurnaz genç sakince cevap vermiş:

– “Prensibimdir… ilk hatayı her zaman affederim”

NE KADAR YERSİN?

Hamsi sezonu başladığı gün sevinçle Temel, İlyas'a sormuş;

- "Ula uşağum hamsi celiy, ne kadar yersin?"

ilyas cevaplamış;

-"Ula soruya bak, kolum yoruluncaya kadar yerim, kolum dinlenince tekrar başlarım" demiş.

1 Ekim 2024 Salı

AKIL SIR ERMİYOR

Nasreddin Hoca bir gün yolda yürürken iki yüz akçe parasını kaybetmiş. Kaybettiği parasını bulamayan ve çok üzülen Hoca, “ne olur bulunsun” diye dua etmiş.

Aynı zamanda yaşadığı şehrin en zenginlerinden biri uzak diyarlarda bir yerde çıktığı gemi yolculuğunda kötü bir fırtınaya yakalanmış ve “Eğer kurtulursam Nasreddin Hoca’ya iki yüz akçe para vereceğim” diye adak adamış.

Kötü fırtınadan kurtulan adam  gelip bu parayı Hoca’ya vermiş. Hoca şaşırmış ve:

– "Ey Allah'ım! Ben parayı nerede yitirdim, nerden çıktı. Gerçekten de sana akıl sır ermiyor," demiş.

ARADAKİ FARK


Öğretmen öğrencisine sorar:

– "Kaza ile şansızlık arasındaki fark nedir?"

Öğrenci cevap verir.

– "Eğer karnem dereye düşerse bu bir kazadır, ama onu dereden çıkaran olursa bu şansızlıktır."

1 Eylül 2024 Pazar

PİRE

Hasankale'de adamın birisi pire ilacı satıyorum diye tüm kahveleri geziyor. En sonunda bizim Teyo Pehlivanın olduğu kahveye geliyor ve başlıyor  ilacı meth etmeye:

 -"Bah hemşerim pireyi dutirsan ağzını açirsan ondan sorada ilacı ağzına tökirsen. Pirede ölir."

Teyo pehlivan dayanamamış ve hemen atılmış. 

-"Dadaş pireyi duttun mi öldirirsen neye bide ağzına ilaç koyim ki seninki de devamsızlığ." 

Bu işe sinirlenen satıcı hemen atılmış! 

-"Ne gızırsin ki ister ele öldür, ister  bele."

GÖZÜNÜ KOR EDER

Teyo Kore harbindedir. Gülle, top, mermi sesleri arasında ne olup bittiğini anlamak için kafasını siperden çıkarır çıkarmaz bir kurşun "vızzz" diye kulağının dibinden geçince Teyo sinirlenir: 

-"İtoğlitler demiller  ki herifin gözüne  gelırse kor olur!"

1 Ağustos 2024 Perşembe

SÜNGER ÇEKİYORMUŞ

Küçük Hasan´la Ayşe konuşuyorlardı:

-"Nehirler nereye dökülür?"

-"Denize."

-"Hepsi mi?"

-"Evet."

-"Öyleyse deniz neden taşmıyor?"

-"Tabii taşmaz. Denizin dibi sünger dolu. Suyu onlar çekiyor"

AKLINA GELMİYOR


Birinci sınıf öğretmeni öğrencilerden birine sordu:

-"Bu harfin adı ne?"

Üzülerek karşılık verdi çocuk:

-"Harfi tanıyorum ama, adı bir türlü aklıma gelmiyor."

3 Temmuz 2024 Çarşamba

HE

 


Erzurum’a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlarda bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:

– 'Kardeşim sizin anlattığınız gibi yapiram ama program düzgün çalışmir.'

Teknik servis elemanı sorar:

– 'Nasıl yapıyorsunuz?'

– 'Senin anlattığın gibi'

– 'Hata ne?'

– 'Yazdığım bilgiler gaydetmeme rağmen saklanmir.'

– 'İşlem basamaklarını tek tek anlatın.'

Tamam diyor ve başlıyor anlatmaya…

– 'Programı açiram. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yaziram. Hepsini yazdıktan sonra senin anlattığın gibi kayıt bölümüne basiram. Ekrana bir yazı gelir:  'Kaydetmek ister misiniz?'  'E / H yazısı çıkir.'  'Ben de diyirem He! Ama gaydetmir'

1 Haziran 2024 Cumartesi

OKULA İHTİYACI YOKMUŞ

 

Kekemenin biri bir gün Beşiktaş'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamış, en yakınındaki bir bakkala girip;

-"KakakakarrdeşHH, bubububurraaalarrrrdaddadadad bbbi kekekemememe okukukukuluuu varmış, nenenenerededede bibibiliyor musususun?" diye sormuş.

Bakkal cevap vermiş:

-"Okulun yerini bilmiyorum ama kardeşim, senin okula hiç ihtiyacın yok! Bence gayet iyi kekeliyorsun!".

KULAKLARINA TAKILIYORMUŞ

Temel'e bir işe girmek için sağlık raporu lazım olmuş. Gitmiş tam teşekküllü bir hastaneye. Muayene esnasında elde edilen bulgulara göre sağlam olduğu anlaşılan Temel'e doktor sormuş:

- "Kulaklarınızdan ya da burnunuzdan bir şikâyetiniz var mı?"

- "He ya!, demiş Temel; Özellikle fanilamu çikarurken çok zorlanayrum!"

4 Mayıs 2024 Cumartesi

HEVES EDER İDİ

Madam Hayganuş’un kocası Agop ölmüş. Hayganuş çok üzgün. Sevgili kocasının mezarının başında oturmuş ağıt yakıyor. Komşuları, arkadaşları da elleri önlerinde bu dramatik anı saygı içinde sessizce izliyorlar. Hayganuş’un kocası Agop’a yaktığı ağıt herkesin gözlerini yaşartıyor:


-“Ah Agop Efendi ah... Sen ne güzel, ne âlim adam idin... Fransızca bilir idin... İngilizce’yi, Alamanca’yı fevkalade konuşur idin... Sen edebiyattan, fizikten, kimyadan, riyaziyeden çok iyi anlar idin... Şiir bilem yazar idin...”


İzleyenler suskunluk içinde bekliyorlar, ama ölçüyü kaçıran Hayganuş’un Agop’a sıraladığı övgüler bir türlü bitmek bilmiyor. Artık biri dayanamamış ve patlamış:


-“Yahu Madam Hayganuş, amma da büyüttün ha! Agop’u hepimiz tanır idik. Rahmetli hiç de dediğin gibi bir adam değil idi. Mesela, Fransızca filan bilmez idi. Şiir de yazmaz idi. Az biraz okuması, yazması var idi. Hepisi o kadar...”


Madam Hayganuş, komşusunun bu sözlerini duyunca hemen ağlamasını kesmiş ve başını kaldırarak gururlu bir sesle şöyle yanıt vermiş:


-“Olsun... Heves eder idi.”

7 Nisan 2024 Pazar

CUMAYA KADAR ANCAK GİDERİM

 


Nasreddin Hoca günün birinde Akşehir’de pazarı dolaşmaya başlar. Bir taraftan pazarda gezerken, bir taraftan da tanıdıklarıyla sohbet eder. Bu arada da komşu köylerin birinden birkaç köylü ile karşılaşır. Köylüler Hoca’ya;

-“Hoca Efendi, bir cuma vakti bizim köye kadar gelseniz de sizin arkanızda bir namaz kılsak!” derler.

Bunun üzerine Hoca;

-“Neden olmasın, bu hafta geleyim!” der.

Nasreddin Hoca ertesi gün eşeğine binerek köyün yolunu tutar. Olacak bu ya, yolu üzerinde eski dostlarından biriyle karşılaşır. Selamlaşıp hoşbeş edildikten sonra tanıdığı, Hoca’ya sorar:

-“Hayırdır Hocam, nereye gidersin böyle?”

-“Filanca köye cuma namazı kıldırmaya gidiyorum.”

-“Ama Hocam, bugün günlerden salı. . . Cumaya daha üç gün var.”

Hoca, bir yandan eşeğinin boynunu sıvazlar, bir yandan da eski dostuna cevap verir:

-“Vallahi komşu, sen bu eşeğin huyunu suyunu bilmezsin; ben bununla o köye cumaya kadar ancak giderim.”

AYAKLARINI DÖRDE ÇIKARMAK


Nasreddin Hoca’dan hoşlanmayan komşularından birisi günün birinde onun önünü keserek;
- “Hoca Efendi, senin için ‘Evliya oldu, erdi’ diyorlar. Doğrusu inanmadım, eğer kerametin varsa benim dört ayaklı eşeğimi iki ayaklı yap da inanayım.” der. 

Adamın sözlerine sinirlenen Nasreddin Hoca; 

-“Be adam, ben eşeğin ayaklarını dörtten ikiye indirebilir miyim, bilmem. Fakat sen biraz daha konuşursan senin ayaklarını dörde çıkarabilirim.” der.

30 Mart 2024 Cumartesi

BALIK KAFASI

Temel ile Dursun İstanbul’a gelir ve bir Otele inerler. Otelci, vakit geç olduğu için yiyecek olarak sadece tek bir  balık kaldığını ve bunu paylaşmalarını önerir.

Temel:

-"Ben balığın sadece kafasını yiyeceğim" der. 

Hancı nedenini sorunca da, 

-"Balık kafası zekayı arttırır ve kafayı yiyen insan akıllı olur" der.

Bunu duyan Dursun hemen atılır ve;

-"Balığın kafasını niye sen yiyecekmişsin, onu ben yemek istiyorum" der.

Temel itiraz etmez ve balığın koca gövdesini mideye indirip bir güzel karnını doyurur.

Dursun ise balığın sadece kafasını yer ve sonra Temele dönerek;

-"Sen koca gövdeyi yedin, karnını doyurdun. Ben ise sadece kafayı yedim ve aç kaldım" der.

Temel hemen cevabı yapıştırır; 

-"Bak nasıl akıllandın!'.

6 Mart 2024 Çarşamba

DURSUN'UN ALNINDAKİ KIZARIKLIK


Trabzon'da yeni açılan AVM'de karşılaşan Temel, Dursun'a sormuş;

-“Alnundaki şişluk nedir ula?”

Dursun;

-“Şu ciruşdeki cam kapiyi cördün mi?”

-“Hee!”

-“Ama ben cörmedum da!”

17 Şubat 2024 Cumartesi

SEKRETER BEKLENİYOR


Öğretmen öğrencilerine; eğer büyük bir firmanın müdürü olurlarsa ne yapacakları konusunda bir kompozisyon yazmalarını ister. Öğrenciler tüm dikkat ve ciddiyetlerini takınarak yazmaya başlarlar. Ancak aralarından biri yazmaz. Öğretmen fark edince sorar;

– "Neden yazmıyorsun evladım?"

Öğrenci cevap verir.

– "Sekreterimi bekliyorum."

17 Ocak 2024 Çarşamba

HİNDİ

Meşhedi İstanbul'da dükkân açmıştır, İran'ın her konuda en ilerde olduğuna emindir. Başkalarının başarı öykülerinin asla altında kalmaz. Bir dostunun ziyafetine katılır, Kirkor'un mirasa konarak ansızın zengin olması kutlanmaktadır. Önce ortaya kocaman bir hindi gelir. 
Meşhedi sorar:

-"Bana bak Kirkor efendi, bu kuş nedir?"

Sofradakilerden birisi şaşkın açıklar:

-"Ne olacak, hindi!"

-"Hani hindi? İran'ın serçeleri bile bundan büyüktür, kimi kandırıyorsun?"

diye cevabı patlatır.