-"Ya Rab! Annemi bağışla !" diye hep dua edermiş.
-"Babana da dua etsene" demişler.
-"Babam uzun seneler siyaset yaptı. Kendini kurtarmak için bir hilesi vardır. Lakin annem çok zavallı bir kadındı." demiş.
Adamın biri Nasreddin Hoca’yla sokakta karşılaşır.
-“Hoca Efendi, sen görmüş geçirmiş ve okumuş bir adamsın, bilirsin. İnsanlar ne zamana kadar ölecekler?” diye sorar.
Hoca, şöyle bir sakalını sıvazladıktan sonra;
-“Be adam, bunu bilemeyecek ne var? Cennet ile cehennem dolana kadar.” deyiverir.
Bir dostu Nasreddin Hoca’ya birkaç kilo keçi boynuzunu hediye getirir ve;
Eşeği ile kasabaya alışverişe giden Nasreddin Hoca; evinin aylık ihtiyacı kadar erzak alıp, kocaman bir çuvala yerleştirmiş ve çuvalı da sırtına alarak eşeğine binmiş. Yolda giderken Hoca’yı gören köylüler seslenmiş.
– “Ey Hoca, çuvalı niye kendi sırtına aldın?”
Adam, köşebaşındaki kadın dilenciye para verirken probleminin ne olduğunu sordu.