Nasreddin Hoca evinin bahçesindeki ağacın gölgesinde namaz saatini beklerken telaşlı bir şekilde kapısının tokmağına vurulduğunu işitir. Hoca, kapıyı açınca komşusunu görür ve;
-“Buyur komşu, nedir bu telaşın?” deyince komşusu;
-“Sorma Hocam, karımla baldızım saç saça, baş başa dövüşüyorlar.” der.
Bunun üzerine Hoca merakla;
-“Komşu, ayıramadın mı?” deyince, komşusu sızlanarak cevap verir:
-“Ne mümkün Hocam, bırak ayırmayı yanlarına bile yaklaşamadım.”
-“Pekiyi, bu hanımlar ne diye kavga ediyorlar?” deyince komşusu;
-“Bilmiyorum Hocam!” der.
Hoca bir defa daha sorar:
-“Sakın, ‘sen yaşlısın, ben yaşlıyım’ diye kavga etmesinler?” deyince komşusu;
-“Yok Hocam, yok başka bir konuda kavga ediyor olmalılar!” der.
Bunun üzerine Hoca rahat bir şekilde konuyu çözüverir:
-“Komşum, o zaman telaşlanmaya gerek yok! Konu yaş değilse çabucak barışırlar, belki
de şimdiye barışmışlardır bile.” der.