Bir yaz günü öğle sıcağında Nasreddin Hoca, komşu köye gitmektedir. Bir yandan güneş tepeden yakar, bir yandan da susuzluk içini kavurur. Dili damağına yapışmak üzere iken yolu bir çeşmeye uğrar. Olacak bu ya, adamın birisi de ‘su boşa akmasın’ diye çeşmenin oluğuna ağaç parçası tıkamıştır. Hoca, oluğu tıkayan ağaç parçasına var gücüyle asılır, asılır, bir iki denemeden sonra tıpayı çıkarıverir. Çıkarır çıkarmasına da çıkarmasıyla birlikte basınçlı su Hoca’nın üstünü başını ıslatır. Bütün bu olan bitenlere kızan Nasreddin Hoca, suyun karşısına geçerek;
-“Boşuna tıkamamışlar senin ağzını... Demek ki, hak etmişsin!” der.