30 Aralık 2009 Çarşamba
3 Aralık 2009 Perşembe
Yemeden İçmeden
Kaç Dua?
Arkadan 6 Fotoğraf Daha
Eceliyle
Az İçtim
Temel'e felçtir, belden aşağısı tutmamaktadır. Uzun süreden beri evden çıkmadığından bir akşam Fadimeyi zorla ikna ederek, tekerlekli sandalyeyle ilk defa dışarı çıkar ve meyhaneye gider, geç saatlerde eve döner. Sabah uyandığında bir şey hatırlamamakta ancak çok içmediğine inanmaktadır.
Fadime,
-" Ula Demel tün gece çok içmişsun,"
- "Yooo, sateçe pi tek attum."
- " Ula yalan söyleme daa meyhaneden telefon ettuler, teçerleçli santalyenu orta pirakmuş, sürünerek celmiş sun."
Fadime,
-" Ula Demel tün gece çok içmişsun,"
- "Yooo, sateçe pi tek attum."
- " Ula yalan söyleme daa meyhaneden telefon ettuler, teçerleçli santalyenu orta pirakmuş, sürünerek celmiş sun."
Ay mı Güneş mi
İki sarhoş, gök yüzünde parlayan şeyin Ay mı yoksa Güneş mi olduğu konusunda tartışırlarken Temel yanlarına gelmiş. Temel bunların zil zurna olduğunu görünce bulaşmadan sıyrılmak istemiş ama nafile. Adamlar Temel'in yakasına yapışmışlar:
-"Söyle hemşerim bu Ay mıdır yoksa Güneş mi?"
Temel bakmış ikisi de tam bir bela,
-"Valla hemşerum ben pilmeyum, purada yeniyum." demiş
-"Söyle hemşerim bu Ay mıdır yoksa Güneş mi?"
Temel bakmış ikisi de tam bir bela,
-"Valla hemşerum ben pilmeyum, purada yeniyum." demiş
Kim Daha Zeki
Kupa
Atıcılıkta birinci gelen Temel, elinde ödülü ile gururlanarak eve gelir ve karısına:
-" Ula Fadime, Fadime! Pak, atıcilikta pirinci çeldum, pak ne kazandum,"
Fadime, kocasının uzattığı ödüle şöyle bir bakar ve:
-"Uyy ula seni kandirmuşlar, ha pu vazonun ağzi pile yoktur."
Temel kupayı şöyle bir inceler:
- "Tüh ola kari dibide delikdur, da." der
-" Ula Fadime, Fadime! Pak, atıcilikta pirinci çeldum, pak ne kazandum,"
Fadime, kocasının uzattığı ödüle şöyle bir bakar ve:
-"Uyy ula seni kandirmuşlar, ha pu vazonun ağzi pile yoktur."
Temel kupayı şöyle bir inceler:
- "Tüh ola kari dibide delikdur, da." der
Lazmısın?
2 Aralık 2009 Çarşamba
Önemli Şeyler
Rusca
Kahvede otururken sohbet arası biri sorar?
-"Demel Reis, haçan sen kaç senedur tekneyle Rusya' ya gidup geleysun?"
-"Olmuştur bir kırk sene."
Bir başkası:
-"O zaman sen Rusçayu eyi kapmışsındır, Reis?"
"-Ben Rusçanun alasunu pilirum, da."
Bir diğeri:
-"O zaman de bakalum, deveye Rusça ne denur?"
-"Ula uşağum, sen de soraysun pek büyüğünü, da."
Bir diğeri:
-"O zaman de bakalum sineğe Rusça ne denur?"
-"Uşağum, sen de soraysun pek küçüğünü, da."
Bir diğeri atılır:
-"Peki keçiye ne derler o zaman?"
Temel şöyle bir çenesini sıvazlar ve:
-"Valla uşağum keçiyi pilmeyrum ama koyuna bir acayip dirler."
-"Demel Reis, haçan sen kaç senedur tekneyle Rusya' ya gidup geleysun?"
-"Olmuştur bir kırk sene."
Bir başkası:
-"O zaman sen Rusçayu eyi kapmışsındır, Reis?"
"-Ben Rusçanun alasunu pilirum, da."
Bir diğeri:
-"O zaman de bakalum, deveye Rusça ne denur?"
-"Ula uşağum, sen de soraysun pek büyüğünü, da."
Bir diğeri:
-"O zaman de bakalum sineğe Rusça ne denur?"
-"Uşağum, sen de soraysun pek küçüğünü, da."
Bir diğeri atılır:
-"Peki keçiye ne derler o zaman?"
Temel şöyle bir çenesini sıvazlar ve:
-"Valla uşağum keçiyi pilmeyrum ama koyuna bir acayip dirler."
Pusula
Paraşüt
Temel ile Dursun bir gün paraşütle atlamaya karar verirler. Bir havacılık şirketine giderek yeterli eğitim alırlar. Paraşütün açıldıktan sonra katlanmasına kadar her şeyi öğrenirler ve eğitim sonunda sıra atlamaya gelir. Uçakla 5000 metreye çıkarılırlar, son ders ve son tembihlerden sonra her ikisi de cesurca kendilerini boşluğa fırlatırlar. Yan yana düşmeye başlarlar:
Aşağıya doğru düşerken, Dursun sorar:
-Demel paraşütü ne zaman açacağuz ?"
Temel :
-"Daha var acele etme uşağum." der.
3000 metreye gelirler, Dursun yine sorar:
-Ula Demel daha açmayacakmuyuz da?"
Temel:
-"Az sonra, az sonra." der.
1000 metreye gelirler, Dursun yine sorar:
-"Demel artuk açalummu?"
Temel:
-Ula uşağum katlamasi cordun çok zor olayi, ne gerek vardur ki açalum, celduk zaten."der
Aşağıya doğru düşerken, Dursun sorar:
-Demel paraşütü ne zaman açacağuz ?"
Temel :
-"Daha var acele etme uşağum." der.
3000 metreye gelirler, Dursun yine sorar:
-Ula Demel daha açmayacakmuyuz da?"
Temel:
-"Az sonra, az sonra." der.
1000 metreye gelirler, Dursun yine sorar:
-"Demel artuk açalummu?"
Temel:
-Ula uşağum katlamasi cordun çok zor olayi, ne gerek vardur ki açalum, celduk zaten."der
Vatan
Temel ve Yunanlı
Temel askerliğini Yunanistan sınırında yapıyormuş. Bir gün nöbette iken karşı sınırdaki Yunanlı ile uzaktan işaretle sohbet etmeye kalkmış:
Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle;
- "Havacı mısın?" işareti yapmış,
Yunan aldırmamış. Bir ıslık çalmış elleriyle;
-"Karacı mısın?" işareti yapmış,
Yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış;
-"Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış,
Yunan yine aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak;
-"Topçu musun?" demiş,
Yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış;
- "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış;
Yunan aldırmamış. Nöbetler değişmiş, Temel'le Yunan yerlerinden ayrılmış. Birliğine dönen Yunan komutanına çıkmış;
- "Ben oraya bir daha nöbete gitmem. Orada bir çılgın Türk var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor." demiş
Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle;
- "Havacı mısın?" işareti yapmış,
Yunan aldırmamış. Bir ıslık çalmış elleriyle;
-"Karacı mısın?" işareti yapmış,
Yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış;
-"Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış,
Yunan yine aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak;
-"Topçu musun?" demiş,
Yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış;
- "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış;
Yunan aldırmamış. Nöbetler değişmiş, Temel'le Yunan yerlerinden ayrılmış. Birliğine dönen Yunan komutanına çıkmış;
- "Ben oraya bir daha nöbete gitmem. Orada bir çılgın Türk var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor." demiş
Hayvanoğlu Hayvan
Temel askerdeyken bölüğe yeni bir başçavuş gelir ve tüm bölüğe şöyle der:
-"Sakın benim adımı unutmayın, benim adım Arslan oğlu Arslan. Eğer adımı unutursanız canınıza okurum."
Aradan haftalar geçer ve başçavuş bir gün sıradan herkese adını sorar hepsi ezberlemiştir. Temel'e döner, onada ezberlediğinden emin olarak sorduğunda;
Temel:
-"Bi hayvanoğli hayvandi ama haçan ne idu pilemiyrum?" der.
-"Sakın benim adımı unutmayın, benim adım Arslan oğlu Arslan. Eğer adımı unutursanız canınıza okurum."
Aradan haftalar geçer ve başçavuş bir gün sıradan herkese adını sorar hepsi ezberlemiştir. Temel'e döner, onada ezberlediğinden emin olarak sorduğunda;
Temel:
-"Bi hayvanoğli hayvandi ama haçan ne idu pilemiyrum?" der.
Domuz Diye
Sigara
Üç Dil
Temel ile Dursun'un Trafik Polisi olarak ayni ekip de görev yaptığı günlerde, ekip araçlarının yanında yabancı plakalı bir araba durur. İçinden bir çift inip bunlara doğru yaklaşır. Adam, İngilizce bir adres sorar ama bizimkiler dillerini yutmuş gibi ağızlarını açmaz. Yabancı kadın:
-"Dur kocacığım! Belki İngilizce bilmiyorlardır, ben bir de Almanca deneyeyim." der beyine.
Ama bu deneme de bir sonuç vermez. Bizim uşaklar tek bir kelime anlamazlar.
Adam,
-"Ben yarı buçuk Fransızca biliyorum," diyerek bir de bu dili dener ama yine nafile.
Bir netice alamayan çift oradan uzaklaşırken, Dursun:
-"Ula Demel Uşağum, artık yapancı dil öğrenmenin zamanu geldu, değilmu?" diye sorar .
Temel, kendilerinden iyice uzaklaşan arabanın ardından bakarken:
-Cit ula, onlar da üç dil pileydu, ne bokuma yaradu da, "der.
-"Dur kocacığım! Belki İngilizce bilmiyorlardır, ben bir de Almanca deneyeyim." der beyine.
Ama bu deneme de bir sonuç vermez. Bizim uşaklar tek bir kelime anlamazlar.
Adam,
-"Ben yarı buçuk Fransızca biliyorum," diyerek bir de bu dili dener ama yine nafile.
Bir netice alamayan çift oradan uzaklaşırken, Dursun:
-"Ula Demel Uşağum, artık yapancı dil öğrenmenin zamanu geldu, değilmu?" diye sorar .
Temel, kendilerinden iyice uzaklaşan arabanın ardından bakarken:
-Cit ula, onlar da üç dil pileydu, ne bokuma yaradu da, "der.
Bebekler
Gözü Kapalı
Bayram Namazı
Kör Dilenci
Temel Uzun Sokak (Trabzon'da bir sokak) ta yürürken kaldırımda dilenci bir kadına rastlar;
Kadın:
-"Allah razi olsun yedi dene uşağım var kocamında benimde coslerumuz görmiy , geçinemeyruk aç kaliyruk."
Temel acır ve elini cebine atar birazda fazla para çıkarır ve kadına verir. Ama söylenmedende edemez.
-"Be kadın hem geçinemiiisiniz hemde o kadar uşağınız var niye bu kadar uşak yaptinuzki.?"
Kadın görür gibi başını kaldırır Temel'e doğru bakar:
-"Coslerumuz görmiy dedum ya ! Ne ettuğumuzi bilmeyruk ki." demiş
-"Allah razi olsun yedi dene uşağım var kocamında benimde coslerumuz görmiy , geçinemeyruk aç kaliyruk."
Temel acır ve elini cebine atar birazda fazla para çıkarır ve kadına verir. Ama söylenmedende edemez.
-"Be kadın hem geçinemiiisiniz hemde o kadar uşağınız var niye bu kadar uşak yaptinuzki.?"
Kadın görür gibi başını kaldırır Temel'e doğru bakar:
-"Coslerumuz görmiy dedum ya ! Ne ettuğumuzi bilmeyruk ki." demiş
Köprü ve Balık
Mısırlılar kendi aralarında konuşuyorlarmış.
-"Bu lazları bütün dünya konuşuyor. Biz de bir şeyler yapsak da tüm dünya bizi konuşsa."
Kimi
-"Çöle ağaç ekelim",
Kimi
-"Çöle havuz yapalım"
Biri de:
-"Çöle boğaz köprüsü yapalım" demiş."
-"Hadi be, öyle şey mi olur, saçmalık" demişler.
-"Tamam, bizde saçmalık aramıyor muyuz " demişler.
Başlamışlar çöle boğaz köprüsü yapmaya. 7 ayda bitirmişler. Açılışa bütün dünya gazetecilerini cağırmışlar.
Açılışı yapmak için kurdeleyi kesmişler, tam bezi indirecekler, bir bakmışlar ki Temel köprüde balık yakalamaya uğraşıyor.
Herkes şaşkın bakışlarla:
-"Sen ne yapıyorsun, burada balık mı olur?" demişler.
Temel de :
-"Ula salaklar, hapu çolde pogaz çöprüsü oli da balik olmayi mi?.." demiş
-"Bu lazları bütün dünya konuşuyor. Biz de bir şeyler yapsak da tüm dünya bizi konuşsa."
Kimi
-"Çöle ağaç ekelim",
Kimi
-"Çöle havuz yapalım"
Biri de:
-"Çöle boğaz köprüsü yapalım" demiş."
-"Hadi be, öyle şey mi olur, saçmalık" demişler.
-"Tamam, bizde saçmalık aramıyor muyuz " demişler.
Başlamışlar çöle boğaz köprüsü yapmaya. 7 ayda bitirmişler. Açılışa bütün dünya gazetecilerini cağırmışlar.
Açılışı yapmak için kurdeleyi kesmişler, tam bezi indirecekler, bir bakmışlar ki Temel köprüde balık yakalamaya uğraşıyor.
Herkes şaşkın bakışlarla:
-"Sen ne yapıyorsun, burada balık mı olur?" demişler.
Temel de :
-"Ula salaklar, hapu çolde pogaz çöprüsü oli da balik olmayi mi?.." demiş
Duracağı Yeri Bilmek
Doğu Ekspresi
Temel ile İdris avcılığa merak sarmışlar ve bu işi pirinden ögrenmeyi kafaya koymuşlar. Duymuşlarki bilmem ne köyunde bir Mehmet ağa varmış, bu işin piriymiş. Hangi delikten, hangi hayvan çıkar, nerede ne avlanır, nasıl avlanır , kurşun nereden hangi açıyla atılır, bilirmiş.
Doğru Mehmet ağaya gitmişler, dertlerini anlatmışlar. Hayli yaşlı bir adam olan Mehmet ağa:
- "Zaten artık benimde birilerini yetiştirmem lazım" demiş.
Birlikte çıkmışlar dağlara. Ufacık bir delik çıkmış karşılarına. Mehmet ağa demişki:
- "Bu delikten biraz sonra sincap çıkar."
Gerçekten iki dakika sonra çıkmış bir sincap, bizim avcılarda sincabı bir atışta vurmuşlar. Biraz ileride biraz daha büyük bir delik. Mehmet ağa demis :
- "Birazdan burdan bir tavşan çıkar.",
Dediği gibi tavşan çıkmış gerçekten ve bizimkilerde indirmişler aşağı. Daha ileride biraz daha büyük bir delik bu defaki kurban tilki ve daha sonra daha büyük bir delikten de bir ayı avlamışlar.
Mehmet ağa
- "Ben yoruldum artık gidiyorum öğrettiklerimi unutmayın ve dikkat edin," diyerek onlardan ayrılmış.
Temel ile İdris biz biraz daha avlanacağız diye devam etmişler. Koca bir deliğe rastlamışlar ve beklemeye başlamışlar. Ertesi günkü gazetelerde haber.
- "Doğu Expresi iki kişiyi ezdi".
Doğru Mehmet ağaya gitmişler, dertlerini anlatmışlar. Hayli yaşlı bir adam olan Mehmet ağa:
- "Zaten artık benimde birilerini yetiştirmem lazım" demiş.
Birlikte çıkmışlar dağlara. Ufacık bir delik çıkmış karşılarına. Mehmet ağa demişki:
- "Bu delikten biraz sonra sincap çıkar."
Gerçekten iki dakika sonra çıkmış bir sincap, bizim avcılarda sincabı bir atışta vurmuşlar. Biraz ileride biraz daha büyük bir delik. Mehmet ağa demis :
- "Birazdan burdan bir tavşan çıkar.",
Dediği gibi tavşan çıkmış gerçekten ve bizimkilerde indirmişler aşağı. Daha ileride biraz daha büyük bir delik bu defaki kurban tilki ve daha sonra daha büyük bir delikten de bir ayı avlamışlar.
Mehmet ağa
- "Ben yoruldum artık gidiyorum öğrettiklerimi unutmayın ve dikkat edin," diyerek onlardan ayrılmış.
Temel ile İdris biz biraz daha avlanacağız diye devam etmişler. Koca bir deliğe rastlamışlar ve beklemeye başlamışlar. Ertesi günkü gazetelerde haber.
- "Doğu Expresi iki kişiyi ezdi".
Babanın Malımı
Temel ile Dursun uçağa binerler. Uçak havalandıktan bi süre sonra türbülansa girer.
Dursun;
- Ula Demel bu uçak düşeyi galiba."
Temel zevkle gazetesini okuyup, kahvesini yudumlarken aldırmaz bile;
Dursun tekrar:
- Ula Demel bu uçak düşeyi galiba."
Temel;
-"Ula düşeyse düşsün, babanun mali midur da. Sen rahatina bak!"
Dursun;
- Ula Demel bu uçak düşeyi galiba."
Temel zevkle gazetesini okuyup, kahvesini yudumlarken aldırmaz bile;
Dursun tekrar:
- Ula Demel bu uçak düşeyi galiba."
Temel;
-"Ula düşeyse düşsün, babanun mali midur da. Sen rahatina bak!"
İçime Çekmiyorum
El Bombası
Askeri hastanede yatan Temel'in cinsel organı kopmuş. Sebebini soranlara Temel anlatıyormuş:
- "El pombasu talimu yapayuduk, pimi çektuktan sonra ona kadar sayup atmamuz emredildi, pen de parmaklarumla saymaya paşladum, pir, içi, uç, tört, peş, öpür ele geçmek için pompayu apuş arasına koyayum tedüm, alti, yeti, seçiz, tokuz...Bummm!!"
- "El pombasu talimu yapayuduk, pimi çektuktan sonra ona kadar sayup atmamuz emredildi, pen de parmaklarumla saymaya paşladum, pir, içi, uç, tört, peş, öpür ele geçmek için pompayu apuş arasına koyayum tedüm, alti, yeti, seçiz, tokuz...Bummm!!"
General Electric
Üç Ayaklı Tavuk
Almanya'dan dönen Temeli amcaoglu havaalanı'nda karşılamış. Arabayla köyün yolunu tutmuşlar. Köy yoluna girdiklerinde saate 100 km ile seyreden arabanın sol yanından nerdeyse 150 km hızla bir tavuk bunları sollamış. Az daha gitmişler bu kez sağ yanlarından bir tavuk bunları saatte 160 km ile sağlamış.Temel merak etmiş.
-"La amcaoğli ha punlar nedur boyle da."diye sormuş.
-"Ha bunlari piz yetiştirduk, punlar 3 ayakli tavuklardir da." demiş.
-"Yapma ya, ha piz punlari satalum. Almanyada iyi para verurlar. Peci punlarin lezzetu nasildur?" diye sormuş.
-"Ha pen ne pileyum da. Hic tutamadikki." cevabını almış.
-"La amcaoğli ha punlar nedur boyle da."diye sormuş.
-"Ha bunlari piz yetiştirduk, punlar 3 ayakli tavuklardir da." demiş.
-"Yapma ya, ha piz punlari satalum. Almanyada iyi para verurlar. Peci punlarin lezzetu nasildur?" diye sormuş.
-"Ha pen ne pileyum da. Hic tutamadikki." cevabını almış.
Pazarlık
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik kazasında ölmüşler. Cenazeleri dualarla, göz yaşlarıyla kaldırılmış. İki üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor.
Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle,sonra bakmışlarki hayalet falan değil, bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
-"Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?"
Karadenizli:
-"Öte tarafta purasi cibi pitmuş da! Rüşvet, haksizluk, yolsuzluk almış cideyi. Pende pasturdum 5 pin dolari celdum."
- "Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?"
- "Vallahi pen celurken, Kayserili hâlâ 3.500 dolara olmaz mi, yapın bir indirim de ayağımuz alışsın da !' diye pazarlık edeyidi."
- "Ya Diyarbakırlı?"
- "Haa o da pen vermem, haçan devletten alun!" diye inatlaşayidi."
Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle,sonra bakmışlarki hayalet falan değil, bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
-"Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?"
Karadenizli:
-"Öte tarafta purasi cibi pitmuş da! Rüşvet, haksizluk, yolsuzluk almış cideyi. Pende pasturdum 5 pin dolari celdum."
- "Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?"
- "Vallahi pen celurken, Kayserili hâlâ 3.500 dolara olmaz mi, yapın bir indirim de ayağımuz alışsın da !' diye pazarlık edeyidi."
- "Ya Diyarbakırlı?"
- "Haa o da pen vermem, haçan devletten alun!" diye inatlaşayidi."
Vesikalık
Aksi Kaynana
Temel köyde kahve önünde otururken arkadaşı kanter içinde gelir ve Temel 'e:
-"Ola Demel, haburda niye oturiysun koş kaynanani kurtar,çamaşır yıkarken dereye duşti suya kapildi." der.
Temel dere kenarına gelir ve yukarı doğru koşmaya başlar.
Arkadaşı;
-"Yahu dere asağıya akay sen yukari koşaysin." der.
Temel cevap verir.
-"Ula sen pilmezsun penum kaynanam ne aksi karidur, o inadına yukari, yukari akayidir".
-"Ola Demel, haburda niye oturiysun koş kaynanani kurtar,çamaşır yıkarken dereye duşti suya kapildi." der.
Temel dere kenarına gelir ve yukarı doğru koşmaya başlar.
Arkadaşı;
-"Yahu dere asağıya akay sen yukari koşaysin." der.
Temel cevap verir.
-"Ula sen pilmezsun penum kaynanam ne aksi karidur, o inadına yukari, yukari akayidir".
Sadece Beş Kişiyiz
Depodan silah aktarımı yapılırken Komutan bağırır:
-"Asker, o büyük roketleri aktarırken dikkatli olun. Yoksa geçen hafta arkadaşlarınızın başına gelen felaketi siz de yaşarsınız."
-"Ne olmuştu ki, komutanım?" diye asker Temel bilmek ister.
-"O bombalardan biri patlayınca on iki arkadaşı şehit verdik, asker!"
Temel:
-"Haçan siz merak etmeyin, komitanum, piz peş kişiyiz, da." der
-"Asker, o büyük roketleri aktarırken dikkatli olun. Yoksa geçen hafta arkadaşlarınızın başına gelen felaketi siz de yaşarsınız."
-"Ne olmuştu ki, komutanım?" diye asker Temel bilmek ister.
-"O bombalardan biri patlayınca on iki arkadaşı şehit verdik, asker!"
Temel:
-"Haçan siz merak etmeyin, komitanum, piz peş kişiyiz, da." der
20 Kasım 2009 Cuma
Tadılmamış Acı
Amerika'da çok zengin ve çılgın adamın birinin tatmadığı hiçbir zevk ve acı kalmamış. Tek bir acı kalmış tatmadığı, onu da tatmak istiyor fakat tadamıyor muş çünkü, tatmak istediği bu acı kadınlara mahsus doğum sancısıymış.
Adam illede bunu tadacağım diyerek gazetelere ilan vermiş ve kim bu acıyı kendisine tattırır sa onu servete boğacağını duyurmuş. Bu ilanın bulunduğu gazete tesadüfen karadenize gelip bir terzi olan Temel'in eline geçmiş.
Hırslı ve inatçı olan Temel para için değil, ama insanlık için:
- "Haçan ben bu uşağa bu acıyı tattıracağum." demiş
Çılgın Amerikalıyla haberleşerek, Amerika nın yolunu tutmuş. Adamla randevulaşıp buluşmuş. Adam ünlü olduğu için ve olay büyük ilgi çektiği için bütün gazeteciler Temel'in peşine düşmüş.
Temele sormuşlar:
- "Efendim bunu nasıl yapacaksınız, hiç erkek doğum sancısı çekermi?"
Temel :
- "Haçan uşaklar bekleyun göreceksinuz oni "demiş.
Adamla Temel bir otel odasına girmişler. Yaklaşık 2 saat sonra Temel odadan çıkmış. Gazeteciler kapının önünde Temeli soru yağmuruna tutmuşlar:
-"Ne oldu efendim, gerçekten acı çekecek mi, acı ne zaman başlayacak?" gibi.
Temel :
- "Sabredin bir kaç saat bekleyin" demiş.
Akşama doğru, Temel'de gazetecilerle otelin dışında bekleşirken içeriden bir feryat kopmuş. Şımarık Amerikalı bas bas bağırıyormuş ve bağırtılar dayanılır gibi değilmiş, adeta otel yıkılıyormuş. Herkes hayretler içerisinde Temel'e dönmüş ve bunu nasıl yaptığını sormuşlar:
Adam illede bunu tadacağım diyerek gazetelere ilan vermiş ve kim bu acıyı kendisine tattırır sa onu servete boğacağını duyurmuş. Bu ilanın bulunduğu gazete tesadüfen karadenize gelip bir terzi olan Temel'in eline geçmiş.
Hırslı ve inatçı olan Temel para için değil, ama insanlık için:
- "Haçan ben bu uşağa bu acıyı tattıracağum." demiş
Çılgın Amerikalıyla haberleşerek, Amerika nın yolunu tutmuş. Adamla randevulaşıp buluşmuş. Adam ünlü olduğu için ve olay büyük ilgi çektiği için bütün gazeteciler Temel'in peşine düşmüş.
Temele sormuşlar:
- "Efendim bunu nasıl yapacaksınız, hiç erkek doğum sancısı çekermi?"
Temel :
- "Haçan uşaklar bekleyun göreceksinuz oni "demiş.
Adamla Temel bir otel odasına girmişler. Yaklaşık 2 saat sonra Temel odadan çıkmış. Gazeteciler kapının önünde Temeli soru yağmuruna tutmuşlar:
-"Ne oldu efendim, gerçekten acı çekecek mi, acı ne zaman başlayacak?" gibi.
Temel :
- "Sabredin bir kaç saat bekleyin" demiş.
Akşama doğru, Temel'de gazetecilerle otelin dışında bekleşirken içeriden bir feryat kopmuş. Şımarık Amerikalı bas bas bağırıyormuş ve bağırtılar dayanılır gibi değilmiş, adeta otel yıkılıyormuş. Herkes hayretler içerisinde Temel'e dönmüş ve bunu nasıl yaptığını sormuşlar:
Temel:
- "Haçan çok basit daa, müshil hapı içirdim, poposunu da tiçtim." demiş.
- "Haçan çok basit daa, müshil hapı içirdim, poposunu da tiçtim." demiş.
Fitil
Temel kabız olmuş, gittiği doktor da "günde iki defa fitil" salık vermiş. Temel fitilin asıl kullanım şeklinden habersiz olduğundan, hap gibi yutmuş, ve tabii ki daha kötü olmuş.
İkinci defa gittiği doktor ona günde üç defa fitil vermiş, Temel daha kötü olup da doktora üçüncü defa gidince doktor şüphelenip sormuş:
-"Siz yoksa bu fitilleri hap gibi yutuyor musunuz?"
Temel kızmış,
-"Ne sandın ya, pi tarafıma mı sokacak idum!"
İkinci defa gittiği doktor ona günde üç defa fitil vermiş, Temel daha kötü olup da doktora üçüncü defa gidince doktor şüphelenip sormuş:
-"Siz yoksa bu fitilleri hap gibi yutuyor musunuz?"
Temel kızmış,
-"Ne sandın ya, pi tarafıma mı sokacak idum!"
Boksör Temel
Temel boksördür ve güçlü bir rakibe karşı dövüşmektedir. Antrenörü'de Dursun'dur.
1 rauntta rakibi Temel'i epey hırpalar. 1 raunt sonunda Temel köşesine gider. Antrenörü Dursun moral vermek için:
-"Aferin ula Demel adamı mahfettin!" der.
2. ve 3. rauntlarda da aynı şeyler olur. 4.rauntta kaşı gözü patlamış temel raunt sonunda güç bela köşesine gider.
Dursun.
-"Aslanım Demel adamı parçaladın der."
Temel güç bir şekilde Dursun'a bakarak:
-"Ula uşağım şimdi pen mi üstünüm ?" diye sorar.
Dursun:
-"Evet uşağım rakibünü pitirdun ." der.
Bunun üzerine Temel :
-"Ula uşağım o zaman cözuni tört aç her tarafa iyice bak. Her halda başka birisi peni fena benzeteyi" der.
1 rauntta rakibi Temel'i epey hırpalar. 1 raunt sonunda Temel köşesine gider. Antrenörü Dursun moral vermek için:
-"Aferin ula Demel adamı mahfettin!" der.
2. ve 3. rauntlarda da aynı şeyler olur. 4.rauntta kaşı gözü patlamış temel raunt sonunda güç bela köşesine gider.
Dursun.
-"Aslanım Demel adamı parçaladın der."
Temel güç bir şekilde Dursun'a bakarak:
-"Ula uşağım şimdi pen mi üstünüm ?" diye sorar.
Dursun:
-"Evet uşağım rakibünü pitirdun ." der.
Bunun üzerine Temel :
-"Ula uşağım o zaman cözuni tört aç her tarafa iyice bak. Her halda başka birisi peni fena benzeteyi" der.
Temel'deki Z
Boğaz Köprüsü
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor birgün bir Amerikalıyı alıyor başlıyolar gezmeye. Amerikalı Topkapı Sarayını göstererek:
-"Bu ne kadar zamanda yapılmış, "diyor
Temel :
-"5 yılda, diye cevap veriyor."
Amerikalı :
-"Yazık çok tembelsiniz, bizde olsa 1 yılda yapılırdı." diyor.
Biraz sonra uzaktan Yeni Camiyi gösteriyor.
-"Bu ne kadar zamanda yapılmış,"diye soruyor.
Temel :
-"2 yıl," diye cevap veriyor.
Amerikalı :
-Bizde olsa 3 ayda biterdi," diyor.
Temel iyice içerliyor bu duruma:
Biraz sonra Mısır Çarşısını işaret ederek ayni soruyu soruyor.
Temel :
-"2 ay, "diyor.
Amerikalı yine :
-"Bizde olsa 1 haftada biterdi," diyor.
Temel iyice sinirleniyor. Tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına geliyorlar. Amerikalı yukarıyı göstererek :
-"Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, "diyor.
Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp :
-"Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu daa."
-"Bu ne kadar zamanda yapılmış, "diyor
Temel :
-"5 yılda, diye cevap veriyor."
Amerikalı :
-"Yazık çok tembelsiniz, bizde olsa 1 yılda yapılırdı." diyor.
Biraz sonra uzaktan Yeni Camiyi gösteriyor.
-"Bu ne kadar zamanda yapılmış,"diye soruyor.
Temel :
-"2 yıl," diye cevap veriyor.
Amerikalı :
-Bizde olsa 3 ayda biterdi," diyor.
Temel iyice içerliyor bu duruma:
Biraz sonra Mısır Çarşısını işaret ederek ayni soruyu soruyor.
Temel :
-"2 ay, "diyor.
Amerikalı yine :
-"Bizde olsa 1 haftada biterdi," diyor.
Temel iyice sinirleniyor. Tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına geliyorlar. Amerikalı yukarıyı göstererek :
-"Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, "diyor.
Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp :
-"Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu daa."
Ev Kredisi
Laz banka müdürü Rusya'ya geziye gitmiş ve bir lokantadan içeri girmiş. Siparişlerini verdikten sonra birde bakmışki karşısında afet bir hatun sürekli kendisine bakıyor. Davetkar bakışlarla hatunu masaya çağırmış, hatun gelip masaya oturmuş. Ancak ikiside birbirlerinin dilinden anlamıyormuş. Hatun çantasından kalem ve kağıt çıkararak üzerine sigara resmi çizmiş. Bizim laz müdür hemen sigarasına davranarak, kadına ikram etmiş. Hatun daha sonra kağıdın üzerine kadeh resmi çizmiş. Bizimki hemen garsonu çağırmış ve en iyi şaraptan sipariş vermiş.Kadın içkiden sonrada kağıda ev resmi ve yanına da 100 dolar resmi çizmiş.
Laz banka müdürü:
-"Ula kariya bak, haçan panka müdürü oldugumi anladi ev kredisi isti..''
Laz banka müdürü:
-"Ula kariya bak, haçan panka müdürü oldugumi anladi ev kredisi isti..''
İade
Minik bir köyde, evde kalmış bir kız yaşarmış. Çok yaşlıymış. Ve de hala bakire kalmakla fena halde övünürmüş, ancak ölüm gelmiş kapıya çatmış. Ölümünün yaklaştığını hissedince, muhtara para bırakarak:.
-"Bu para ile cenazemi kaldır, bana mezar yaptır. Mezar taşıma da "Bakire doğdu, bakire yaşadı, bakire öldü" diye yazdır" demiş.
Bir süre sonra da ölmüş. Muhtar bırakılan para ile cenazeyi kaldırtmış. Mezar taşının yapımı işini de mermerci Temel"e vermiş. Bir Karadenizli"den beklenmeyecek kadar tembel olan Temel:
-"Ha bu karinin dediklerini yazmak günler sürer" demiş.
Ve özetleyivermiş:
-"Açılmadan geri iade!."
-"Bu para ile cenazemi kaldır, bana mezar yaptır. Mezar taşıma da "Bakire doğdu, bakire yaşadı, bakire öldü" diye yazdır" demiş.
Bir süre sonra da ölmüş. Muhtar bırakılan para ile cenazeyi kaldırtmış. Mezar taşının yapımı işini de mermerci Temel"e vermiş. Bir Karadenizli"den beklenmeyecek kadar tembel olan Temel:
-"Ha bu karinin dediklerini yazmak günler sürer" demiş.
Ve özetleyivermiş:
-"Açılmadan geri iade!."
Acemi Kasaplar
Karadeniz'de balık nesli tükenmeye başlayında iki balıkçı kasaplık yapmaya karar verirler. Bir dükkan kiralayıp, bu mesleği bilen birisine dayatıp döşettirirler. Ertesi sabah Bismillah deyip satışa başlayacaklar amma, ikisi de kasaplıktan bihaber.
-" Bu gece el ayak ortalıktan çekilince dükkana gidip birimiz müşteri gibi yapar, öbürü ona hizmet verir,böylece biraz alıştırma yaparak yarına hazırlanırız "derler.
Biri tezgahın arkasına geçer, diğeri kapıdan içeri girer.
-" Selamün aleyçüm hemşerum. İki şişe Koka kola rica edeyrum."
Tezgahın arkasındaki sinirlenir.
- "Şimdi bir çuval incirun içine ettun. Kasapta kola ne ararçi? Sen geç şu tezgahun ardına, penu izle."der.
Yer değişirler:
-" Selamün aleykum kasap efendu."
-Aleyküm selam hemşerum.
-"iki kilo pirzola ile yarım yağlı 3 kilo kuşbaşı dana eti isteyrum."
-" Hayhay efendum. Haçan boş şişeleri ceturduniz mi ?"
18 Kasım 2009 Çarşamba
İnek
Cennet ve Cehennem
Yer yüzündeki hayatını, bütün kurallara uygun yaşayıp tamamlayan Temel, ahrette 1.sınıf törenle karşılanmış.
Teşrifatcı melek:
- "Efendim siz doğrudan cennete alınacaksınız. Arzu ederseniz işlemleriniz tamamlanıncaya kadar bir tanıtma gezisi yapalım" demiş.
Melek önde, Temel arkada Cennet hazırlık bölümüne girmişler. İlk kapının arkasından canhıraş feryatlar gelmekte dir. Kapıyı açıp içeri girdiklerinde iki meleğin aralarında tuttukları adamın sırtına delik açtıklarını görür.
Temel:
- "Uyyy.Ula pu nedur ?"
Melek:
-"Efendim, burası kanat takma bölümü. Cennete katılan sizin gibi aziz mertebesindekilere burada kanat takıyoruz," demiş.
İkinci kapıya geldiklerinde gene kapının arkasında canhıraş feryatlar; kapıyı açıp içeri girmişler. İki melek aralarına aldıkları adamın kafasına matkapla delik açmaktalarmış.
Temel
- "Ula uşağum peki pu nedur?"
Melek :
-"Efendim burası halka takma bölümü .Sizin gibi aziz cennetliklerin başlarına kutsal halkalar burada takılıyor." demiş.
Temel:
-"Haçan pen cennete citmeyurum, cehenneme götürün"demiş.
Melek:
- "Aman efendim. Ne yapıyorsunuz orada insanları kazığa oturtuyorlar" demiş.
Temel
"Ula olsun. Hiç olmazsa delugum hazırdır daa!.."demiş.
Teşrifatcı melek:
- "Efendim siz doğrudan cennete alınacaksınız. Arzu ederseniz işlemleriniz tamamlanıncaya kadar bir tanıtma gezisi yapalım" demiş.
Melek önde, Temel arkada Cennet hazırlık bölümüne girmişler. İlk kapının arkasından canhıraş feryatlar gelmekte dir. Kapıyı açıp içeri girdiklerinde iki meleğin aralarında tuttukları adamın sırtına delik açtıklarını görür.
Temel:
- "Uyyy.Ula pu nedur ?"
Melek:
-"Efendim, burası kanat takma bölümü. Cennete katılan sizin gibi aziz mertebesindekilere burada kanat takıyoruz," demiş.
İkinci kapıya geldiklerinde gene kapının arkasında canhıraş feryatlar; kapıyı açıp içeri girmişler. İki melek aralarına aldıkları adamın kafasına matkapla delik açmaktalarmış.
Temel
- "Ula uşağum peki pu nedur?"
Melek :
-"Efendim burası halka takma bölümü .Sizin gibi aziz cennetliklerin başlarına kutsal halkalar burada takılıyor." demiş.
Temel:
-"Haçan pen cennete citmeyurum, cehenneme götürün"demiş.
Melek:
- "Aman efendim. Ne yapıyorsunuz orada insanları kazığa oturtuyorlar" demiş.
Temel
"Ula olsun. Hiç olmazsa delugum hazırdır daa!.."demiş.
Güneş mi, Ay mı?
Ölümünü Bekliyor
Değiştiririz
Temel paraşüt satıyormuş. Bir müşteri gelmiş;
-"Beyefendi bu paraşütle 40000 fitten atladık diyelim, açılmazsa ne olacak?"
Temel:
-"Pirinci dügmeye pas açilur."
Müşteri:
-"Ya açılmazsa?"
Temel:
-"İkınci dügmeye pas açilur."
Müşteri:
-"Ya gene açılmazsa?"
Temel:
-" Ula amma kil adamsun da. Pak o zaman uçuncu bir dügme daha var."
Müşteri:
-"Peki 3. düğmede açılmadı,ne olacak?"
Temel:
-" Eeeee amma uzattın o zaman, hemen getır teğiştiriruz."
-"Beyefendi bu paraşütle 40000 fitten atladık diyelim, açılmazsa ne olacak?"
Temel:
-"Pirinci dügmeye pas açilur."
Müşteri:
-"Ya açılmazsa?"
Temel:
-"İkınci dügmeye pas açilur."
Müşteri:
-"Ya gene açılmazsa?"
Temel:
-" Ula amma kil adamsun da. Pak o zaman uçuncu bir dügme daha var."
Müşteri:
-"Peki 3. düğmede açılmadı,ne olacak?"
Temel:
-" Eeeee amma uzattın o zaman, hemen getır teğiştiriruz."
Cuma Namazı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)