22 Şubat 2015 Pazar

YÜZÜK


Üçüncü Sultan Ahmet kendisine hediye edilen çok kıymetli bir zümrüt yüzüğü, bir gün, divan toplantısında vezirlerine göstererek: 

-"Acaba bundan, daha kıymetli yüzük var mıdır?" diye sordu. 

-"Hayır efendim, sıhhat ve afiyetle takınız. Bundan daha değerli bir şey olamaz,"

cevabını verdikleri halde yalnız sadrazam Nevşehirli İbrahim paşa itiraz etti: 

-"Bundan daha kıymetli bir şey vardır padişahım!"

- "Nedir?"

- "O yüzüğün takıldığı parmak!"

Davetiyede Yazmıyor


İkinci Abdülhamid döneminde Edirne valiliğe ve kumandanlığında bulunan Müşir Arif Paşa Ramazan'da vilayet ve ordu erkanına çok zengin bir iftar düzenlerdi. Yine böyle bir Ramazan akşamı iftar edildikten sonra Paşa davetlilere:

-"Hadi efendiler, dedi namaz kılalım." dedi

 Davetliler arasında bulunan Bektaşi canlardan biri ceketinin cebinden iftar davetiyesini çıkarıp baktıktan ve tekrar cebine soktuktan sonra Paşa'ya sokuldu:

-"Velinimetim, davetiyede yalnız iftar yazılı; namaza dair bir kayıt yok!" diye itiraz etti.

Pay



Doktoru Neyzen’e içkiyi kesin olarak yasaklamıştı ve birgün yolda karşılaştıklarında elindeki içki şişesini görünce kızdı;

- "Ben sana içkiyi yasaklamıştım; sen elinde içki şişesi ile nereye gidiyorsun?

- "Arkadaşıma içki içmeye gidiyorum."

- "O zaman sana ait olan kısmı yere dök ve öyle git."

- "Dökemem benim payım altta duruyor.”"