25 Ekim 2016 Salı

KAHROLSUN AMERİKA


Bağdat'ta  alış veriş yapan işgalci Amerikan askerleri girdikleri bakkalda "kahrolsun Amerika" diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler, bakkaldan kuşu yok etmelerini isterler.  

Askerler gittikten sonra bakkal kara kara düşünerek çareyi mahallenin imamında arar, kuşunu çok sevmektedir ve ayni kuştan kendindede olan imam belki bir çare bulabilir ümidi ile ona koşar.

İmam;

-" Askerlerin ayağı bakkaldan kesilene kadar kuşları değişelim." der  ve değişim gerçekleştirirler.

Ertesi gün işgalciler özellikle kontrola gelir ve papağanı görürerek kızarlar.

- “Sana bu kuşu yok edeceksin demedik mi? “ diye çıkışırlar.

Bakkal bu O papağan değil dese de inandıramaz. Askerler kuşu sınamak için hep bir ağızdan:
"Kahrolsun Amerika!!" diye bağırırlar.

Kuştan davudi bir nida yükselir:

-"Amin!"

NEYDİ?


İki yaşlı arkadaş sohbet ediyorlar:

-"Sorma birader, artık o kadar unutkan oldum ki, bazen merdivenin ortasında tereddüt ediyorum. Ben yukarı mı çıkıyordum, yoksa aşağı mı inecektim diye."

-"Yapma yahu, ben sana bir doktor tavsiye edeyim ona git. Ben gittim ve çok istifade ettim."

-"Kim o? Bana ismini, adresini versene."

-Bekle biraz. Hani bir aşk hikayesi, aşık dağları deliyordu. Kim di o?"

-"Ferhat."

-"Peki sevdiği kızın adı neydi?"

-"Şirin."

-"Hah tamam."

Der ve içeri seslenir:

-"Şirin, hayatım. Şu benim doktorun adı neydi?"

23 Ekim 2016 Pazar

EYVAH


Doğumevi bekleme salonuna hemşire koşarak girer , ilk sırada oturan adama yaklaşarak :

-" Sizi tebrik ederim, ikiz çocuğunuz oldu" der.

-" Ne tesadüf" der adam. " Minesota İkizleri - Basketbol Takımı"nda oynuyorum"

Bir saat sonra, aynı hemşire yine koşarak gelir,"Mr. Smith" ismini anons eder. Mr.Smith yerinden heyecanla doğrulur,

Hemşire ;

-" Artık üçüz babasısınız" der.

Mr. Smith şaşırır ve;

- " Olacak şey değil, ben de "3M Şirketi"nde çalışıyorum" der.

Hemşire bir daha göründüğünde üçüncü adama ;

-" Eşiniz dördüz doğurdu, kutlarım" der. 

Adam da şaşkınlıkla;

- " Ben de "Dört Mevsim Oteli"nde çalışıyorum" der.

O sırada yanında oturmakta olan adam hafif baygınlık geçirerek oturduğu yerden aşağı doğru kayar, yetişip müdahale eden hemşire;

-"İyimi siniz, ne oldu size?" diye sorar.

Adam kendine gelmeye çalışarak doğrulur ;

-" Temiz havaya ihtiyacım var, "101 Dalmaçyalılar Magazası"nın müdürüyüm de..."

21 Ekim 2016 Cuma

ÖĞRETMENİMİZ İDİ


Dönem sonunda öğretmen birlikte fotoğraf çektirmek için sınıfını bahçeye toplamıştı. 

-“Geleceği bir düşünün çocuklar! Yıllar sonra bu fotoğrafa bakarak, bu Yeşim eczacı oldu, bu Mahir  doktor oldu diyeceksiniz.”

Arkadan bir ses  duyulmuş;

-“Bu da öğretmenimizdi, nur içinde yatsın.”

17 Ekim 2016 Pazartesi

ENİŞTEME GÖNDERİN


Almanyanın büyük şehirlerinin işlek caddelerinden birinde baygın ve bitkin bir halde bulunan yaşlı adam, yoldan geçenler tarafından yakındaki hastahaneye getirilir. Hastahane katolik kilisesi kontrolündedir ve hemşirelik hizmetleri ile idari hizmetler rahibelerce yürütülmektedir.

Sedyeye yatırılan yaşlı adamın yanına kayıtdan sorumlu rahibe yaklaşarak;

-"Efendim herhangi bir kuruma bağlımısınız ve sigortanız varmı?" diye sorar.

Yaşlı adam;

-"Hayır hemşire işsizim ve sigortam yok." diye cevaplar.

Rahibe;

-"Ama efendim çok hasta ve bakıma muhtaçsınız, tedaviniz uzun sürebilir. Masrafları karşılıyacak herhangi bir yakınınız yokmu?" diye sorar.

Yaşlı adam:

-"Hayır kimsem yok! Bir kızkardeşim var oda sizin gibi fakir bir rahibe." diye cevaplar.

Bu cevaba çok içerleyen rahibe asabi bir şekilde;

-"Ne münasebet efendim niçin fakir olalım! Biz rahibeler yüce Mesih ile evliyiz!" diye çıkışır.

Konuşmadan sıkılan ve gücü tükenen yaşlı adam;

-"Lanet olsun o zaman tedavimi yapın ve faturayıda enişteme gönderin!" diye tıslar.

7 Ekim 2016 Cuma

YOLUNACAK KAZ


IV Murat iktidarı zamanında veziriyle birlikte tebdil-i kıyafet ile halkın arasına karışırmış. Tebaası nasıl yaşıyor, nasıl geçiniyor, sıkıntıları neler görmek istemiş. Bir gün yine böyle bir gezi sırasında İstanbula yakın bir köye gelmişler. Küçük, şirin bir evin önünde oturmuş, örgü ören bir genç kız görmüşler. Padişah kızın yanına yaklaşıp sormuş:

-"Merhaba kızım. Baban evde mi?

Kız:

– "Babam evde yok! Azı çok etmeye gitti."

Padişah:

– "Annen evde mi?"

Kız:

– "Annem de evde yok! O da biri iki etmeye gitti."

Padişah:

– "Kızım eviniz çok güzel ama bacası eğri."

Kız:

– "Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter."

Padişah:

– "Sana bir kaz yollasam yolar mısın?"

Kız:

– "İzninizle en ince tüylerine kadar yolarım!"

Padişah kıza;

-“Öyleyse selametle kal!”

Deyip, veziriyle tekrar yola koyulmuş. Saraya varınca padişah vezirine sormuş:

– "Kız ile ne konuştuğumuzu anladın mı?"

Verzir:

 – "Doğruyu söylemek gerekirse anlamadım padişahım," demiş.

Padişah:

– "O hede tez vakitte git öğren! Yoksa seni vezirlikten azlederim!" demiş.

Vezir telaşla fırlamış:

Nasıl öğrenirim? Diye düşünürken, en iyisi ilk ağızdan bilgi almak deyip, gitmiş padişahın konuştuğu kızı bulmuş.

Vezir:

– "Aman kız, hanım kız!… Biz bu gün yanımda biriyle senin yanına gelmiştik. Yanımdaki kişi senle sohbet etmişti. O sohbette konuştuklarınız ne anlama geliyordu? Onları bana bir deyiver. Dile benden ne dilersen."

Kız:

– "Konuştularımızı açıklarım ama her cevap için on altın isterim," demiş.

Vezir kabul etmiş. Kız anlatmaya başlamış:

– "O amca bana babamı sorduğunda “Azı çok etmeye gitti” demekle; babamın çiftçi olduğunu, tarlaya tohum ekmeye gittiğini anlatmak istedim."

Vezir on altını vermiş, kız devam etmiş:

– "O amca annemi sorduğunda “Annem biri iki etmeye gitti” demekle; annemin ebe olduğunu, doğum yaptırmaya gittiğini anlatmak istedim."

Kız vezirden on altın daha alıp devam etmiş:

– "Amca “Eviniz çok güzel ama bacası eğri” demekle; benim güzel olduğumu ama gözelerimin şaşı olduğunu söyledi. Ben de “Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter” diyerek; şaşıyım ama gözlerim iyi görür demek istedim."

Vezir kıza on altınını verip hemen atılmış:

– "Peki ya “Sana bir kaz yollasam yolar mısın  ne demek?"

Kız tebessüm edip açıklamış:

– "O kaz da sizsiniz, demiş. Bunları öğrenmek için bana onlarca altın verdiniz!"

TARTI


Yaşlı adamın eşi evde tereyağ yapıyor kendiside hergün yakınlarındaki bakkala götürüp satıyor, onunla geçiniyorlardı. Bakkal,adamın getirdiği tereyağını hiç tartmıyordu. Ancak birgün kuşkulanarak, adam gittikten sonra tereyağını tartıya koydu. 900 gram olduğunu görünce çok öfkelendi. Ertesi sabah yaşlı adam elinde tereyağıyla içeri girdi, bakkal sert bakışlarıyla bir daha senden tereyağı almayacağım dedi. Yaşlı adam üzülerek;

-"Efendim bir yanlışım mı oldu?" diye sordu.

Bakkal,efendi;

-"Senin bana getirdiğin tereyağını tarttım 900 gram geldi ayıp değil mi bu yaptığın!" dedi.

Yaşlı adam utanarak başını öne eğdi ve;

-"Efendim bizim gramlarımız yok, sizden bir kilo şeker almıştım, gram olarak terazide onu kullanıyoruz." dedi.

Bakkal utancından ne yapacağını şaşırdı.

3 Ekim 2016 Pazartesi

KOPYAYA AKILLI CEVAP



Öğretmen sınıfındaki ikizlerden birine:

-"Köpek hakkında yazdığın kompozisyon  kardeşiminki ile  ayni!" diye eleştirmiş.  

Öğrenci:

-"Evet öğretmenim çünkü aynı köpeği anlattık."

DEDESİNİN HESABI





Adamın biri bir lokantanın önünden geçerken bir yazı görür. 

- "Siz yiyin torununuz ödesin!"

Hoşuna gider ve içeri girip sorar;

- "Bu gerçekten doğru mu?"

- "Evet beyim kesinlikle doğru" derler.

Sipariş verir patlayana kadar yer ve tam kalkmak üzere iken garson elinde hesapla gelir.

- "Pardon beyefendi borcunuz, 50lira!" der.

Gözleri yerinden fırlayan adam;

- "Eeee siz bana ne dediniz, şimdi ne yapıyorsunuz hani torunum ödeyecekti," diye çıkışır.

Garson;

- "Ama beyefendi doğru sizinkini torununuz ödeyecek! Bu dedenizin hesabı!" der.

KESTİRME


Karadenizli atlet övünüyordu: 

-"Ula pen 100 metreyi tam 8 saniyede koşayurum."

-"Ciddi misin? Bu bir dünya rekorudur. Nasıl yapıyorsun bunu?" diye sordu muhatabı.

Karadenizli atlet kasılarak cevap verdi:

-"Çestirmeden cideyurum daa! Çestirmeden."

KARIM BAKIYOR


Rahat ve vurdum duymaz bir adamın evi yanarken, komşusu koşarak yanına gelmiş.

-"Koş komşum koş! Evin yanıyor." demiş.

Adam sakince cevaplamış:

-"Vallaha komşum ev işlerine karım bakıyor."