7 Aralık 2016 Çarşamba

HOCANIN KEDİSİ

Hoca' nın canı et yemeği istemiş bir gün. Kasaptan iki kilo et alıp evine götürmüş.

- "Akşama güzelce pişir bunları," demiş hanımına.

Ne var ki o gün eve hanımı misafirleri gelmiş. Kadıncağız eti pişirip onlara ikram etmiş. Akşamda bir tarhana çorbası çıkarmış. Hoca' nın önüne. 

-" Et nerde?" demiş Hoca.

 Kadın doğruyu söyleyeceğine bir yalan kıvırmış. 

- "Eti kedi yedi," demiş. 

- "Getir şu kediyi bakalım" demiş Hoca.

Sonra teraziyi çıkartıp kediyi tartmış. Bakmışlar ki tam iki kilo geliyor. Hoca hanımına sormuş: 

- "Peki hanım demiş, kedi bu ise bizim et nerede? Et buysa kedi nereye gitti?"



GELİN ADAYI


Genç adam heyecanla eve gelmiş annesinin yanına giderek; 

-"Anneciğim, evlenmeye karar verdim ve hayalimdeki kadını buldum. Ancak senin de aynı fikirde olup olmayacağını merak ediyorum. Eğlence olsun diye yarın sana üç tane hanım arkadaşımı getireceğim. Bakalım hangisi ile evleneceğimi bulabilecek misin?" der.
 
Anne merakla kabul etmiş, ve getirmesini istemiş. Ertesi gün, genç adam yanında üç tane güzel hanımla eve gelmiş. Hep beraber oturmuşlar, sohbet etmeye başlamışlar.  Bu arada anne çay, pasta servisi yaparken, sorular soruyor, adayları tanımaya çalışıyormuş. Akşam olunca hanımlar izin isteyip, kalkmışlar. Genç, annesine dönerek; 

-"Tahmin et bakalım. Hangisiyle evleneceğim?" diye sormuş.

Anne, büyük bir kararlılıkla;

-"Kızıl saçlı olanla evleneceksin" diye cevaplamış.

Genç çok şaşırmış; 

-" Tam isabet, ve tam kaynanaca! İçlerinden bir tek onu sevmedim" demiş.

3 Aralık 2016 Cumartesi

BAŞKA DOKTORA


Kadın, işten dönen kocasına der ki;

-“Sorma hayatım. Bugün doktora gittim. Beni muayene ettikten sonra ne dedi biliyor musun? Bir ay deniz kıyısında tatil yapmam gerekiyormuş. Nereye gidelim dersin?”

Koca;

-“Başka bir doktora gidelim hayatım!” 

UMUT





Ahmet kaynanasından hiç hoşlanmazdı. Yakın arkadaşı Ali Rıza bu durumu bildiğinden;

-“Yahu sen hep kaynanadan yakınıp durmaz mıydın? Şimdi de Avrupa gezisine mi çıkarıyorsun?” diye sordu.

Ahmet;

-“Ne yapayım arkadaş, sık sık Avrupa’yı görmeden Allah canımı almasın deyip duruyor. Benimki bir umut işte! Belki oraları görürse ölüp gider be arkadaş!" der.

 

KERAMET

Bir adam çok sevdiği kadına şiirler yazıyordu. Sonra o kadın ansızın onu terk etti. Adam kadının ardından şiirler yazmaya devam etti. Daha çok yazdı. Ve günün birinde çok ünlü bir şair oldu. Yıllar sonra kadının yaşadığı kente gitti ve büyük bir şiir dinletisi sundu. Dinleti bittiğinde uğruna şiirler yazılan kadın kolunda kocası ile çıkışa geldi ve adama:

-“Merhaba” dedi.

Adam ona sıradan bir insana bakar gibi baktı.

Kadın,

-“Beni tanımadın mı?” dedi.

Adam,

-“Hayır tanımadım” dedi.

-"Nasıl tanımazsın! Uğruna şiirler yazdığın kadınım ben; Seni şair yapan kadın."

Adam kadının gözlerine baktı ve şöyle dedi.

-“Kerâmet sende olsaydı, o koluna taktığın adam da şair olurdu..."