UĞURLAMACILAR GİTMİŞ

Üç arkadaş tren istasyonuna gitmişler. İçlerinden biri gişeye yaklaşıp bilet almış ve trenin kalkmasına ne kadar zaman olduğunu sormuş.

Memur;

- “Bir saat on beş dakika.” demiş.

Arkadaşlarının yanına gelerek;

-”Daha çok var, hadi gidip şu karşıki kafede çay içelim.”

Oradan buradan derken laf lafı açmış, bir tren düdüğüyle kendilerine gelmişler. Koşarak dışarı fırlamışlar ama, nafile. Tren kaçmış.Sormuşlar;

-”Sonraki tren ne zaman?

-”Bir buçuk saat sonra.”

Cevabı alınca. Yine dönmüşler kafeye. Çay, sohbet ve derken yine düdük sesi. Koşmuşlar ama bu defa da treni kaçırmışlar. Bir saat sonra bir tren daha varmış. Dönmüşler kafeye. Ama bu kez tetikdeler.

Trenin sesini duyar duymaz kalkmışlar koşmaya başlamışlar. İçlerinden biri bir vagona, diğeri başka vagona zar zor yetişmiş. Üçüncüsü ise geride kalarak yetişememiş. Bir süre nefesini toparladıktan sonra başlamış katıla katıla gülmeye. Başından beri gelişmeleri izleyen meur dayanamayıp seslenmiş;

-”Hayret! Hem treni kaçırdın hem gülüyorsun.”

-” Onlar beni uğurlamaya gelmişti, ben kaldım onlar gitti!” diye adam cevap vermiş.

KİM BÜYÜK

Oğlu bir gün Nasreddin Hoca’ya sormuş:

– "Baba padişah mı büyük, yoksa çiftçi mi?"

Hoca hemen cevabını vermiş:

– "Tabii ki çiftçi büyük. Çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse padişah acından ölür."

BAŞAŞAĞI

Nasreddin Hoca bir gün evde otururlarken karısına:

– "Hanım iyi dinle, size vasiyetimdir. Ben öldüğümde beni baş aşağı gömün," demiş.

Karısı şaşırmış:

– "Hoca o ne demek? Neden böyle bir şey istiyorsun," demiş.

Hoca ciddi bir şekilde:

– "Yarın öbür gün kıyamet koparsa her şey ters düz olacak. O zaman ben de düz olarak ayağa kalkabilirim," demiş.

VİNÇ

Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu:

-"Söyle bakalım, baban ne iş yapıyor?"

Çocuk:

-"Otobüsleri kaldırıyor öğretmenim," dedi.

Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:

-"Pek iyi anlayamadım, neymiş babası?"

Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:

-"Vinçmiş, vinç!"

TEMEL'İN MERAKI

Aynanın karşısına geçip de gözlerini kapatan Temel’e ne yaptığını sormuşlar;

– “Heeeeç, uykuda nasıl cöründuğumu merak ettum da!”

ŞAKA

 

Bitirdiği okulun prestijine güvenen yeni mezun genç iş başvurusunda bulunmuş. Görüşmeye çağırmışlar; görüşme esnasında yönetici sormuş;

– "Peki beklentilerin ne? Seni ne tatmin eder?"

Genç;

– "İyi bir araba istiyorum, ayrıca şu anda bulunduğum dairenin kirası biraz fazla onu da şirketin karşılaması iyi olur, maaş olarak da 3000 dolardan aşağı çalışmam."

Yönetici;

–"Biz sana bir Cherokee ve Suadiye'de’da bir daire vereceğiz, ayrıca bizim bu pozisyonumuz için planladığımız maaş 6000 dolar."demiş.

Genç;

– "Şaka yapıyorsunuz,"

Yönetici;

– "Ama önce siz başlattınız."

KARINCA İLE FİL

Bir karınca bir file aşık olmuş. Karıncanın anesi bu durumu muhalefet edince,

Karınca:

- "Bana değil bari karnımdakine acı."demiş.

KARMA KARIŞIK

Öğretmen öğrencisine sorar:

– “Dünya yuvarlak mıdır?”

– “Hayır!”

– “Peki düz müdür?”

– “Hayır!”

– “Peki nasıldır evladım?”

– “Babam karmakarışık olduğunu söyler.”

HEPSİ SENİN OLSUN

Yarışmada birinci olan adam ödül olarak eski ve önemini yitirmiş bir mankenle ile akşam yemeğinde bir araya getirilir, kameralar çekimdedir ve yemek esnasında yarışma birincisi mankene sorar.

-” 100 lira versem saçınızdan bir tutam alabilirmiyim?”

Manken:

-” Bence 500 lira ver bütün peruk senin olsun.” der.

BİR TEK BEN

Küçük Mehmet okuldan eve dönüşünde gururla annesine:

- "Bugün öğretmen bir soru sordu, bir tek ben bildim."

Annesi merak etmiş:

- "Öyle mi? Peki soru neydi?"

- "Bizim evin adresi."

BİR DE ANASINI GÖRSEN

Öğretmen sınıfının en geveze öğrencisinin babası ile pazarda burun buruna geldi.

-"Kızınız çok geveze, hatta dedikodularla ortalığı karıştırıyor, lütfen çaresine bakın" dedi.

Kızın babası;

-"Siz gelin bir de annesini görün. Bence halinize şükredin.

BEN VARKEN NEDEN ALDIN

Küçük Zeynep;

-"Bana yeni bebek alsana, anne."

Annesi;

-"Bebeğin var ya kızım; yenisini ne yapacaksın?"

Küçük Zeynep;

-"Ben varken, sen kendine yeni bir bebek aldın ya!"

ALTIN İSTERİM

Bismark, harpte yararlılık gösteren bir askere madalya takarken;

-"Asker, yüz altın mı istersin, yoksa madalya mı?"

Asker;

-" Madalyanın kıymeti nedir?"

Bismark;

-"Maddi kıyıııeti aşağı-yukarı üç altın."

Asker;

-"Öyleyse 97 altınla madalyayı isterim!"

KASAPLARI NİÇİN?

Öğretmen sınıfta ders anlatıyordu. Bir ara arka sırada oturan öğrencilerden birini işaret ederek:

-"Söyle bakalım oğlum, köylüler kurtları niçin öldürürler?"

 
-"Kuzuları öldürdükleri için, efendim."

Ön sıralarda oturan Ayla, hemen atıldı:

-"Öyleyse kasapları niçin öldürmüyorlar?

BOĞAZ YOLUNU NASIL BULACAK

Küçük Suna'nın boğazı ağrıyordu, annesi ile dedesi çocuk doktoruna götürdüler. Doktor tatlı olan ve içmekten zevk alacağını söylediği bir şurup yazarak;

- "Yazdığım şurup midene vardıktan kısa bir sonra boğaz ağrını geçirecek." der.

Suna:

-" Peki şurup mideme girdikten sonra boğazıma giden yolu nereden bulacak?" diye sordu. 

ASLAN TERBİYECİSİ

Adamın biri sirkteki boş aslan terbi­yeci kadrosu için müracaat etmiş, sirk sahibi kendisine;

-“Tecrübeniz var mı ?” diye sorunca,

-“Evet..” demiş adam,

-“Babam, dünyaca ünlü bir aslan terbiyecisi idi.. Bildiği her şeyi bana öğretti.”

-“Gerçekten mi?” yanan bir çem­berden atlatmasını öğretti mi?”

-“Evet öğretti.” 

-“6 aslanı üst üste bindirerek pira­mit yapmasını?”

-“Tabii.”

-“Pekii, başını aslanın ağzının içine sokmasını?"

- “Hayır efendim, öğretmedi. Ama sadece bir kere ben kendim yap­tım.”

-“Neden bir kere? Neden kendi­niz?”

-“Babama son bir kere daha bakmak için”

Kaynak:Yıldırım Tuna

ZAYIFLAMIŞ

İki kadın sohbet ederlerken;

- “ Millet karantinalı günlerde evde şişer­ken kocam acayip zayıfladı ..” demiş biri,

-“Hadi ya?” demiş diğeri, “Ne ka­dar kilo verdi ki?”

Diğeri cevaplamış;

-“Kolunda perva­neli uçak dövmesi vardı ya şimdi gören­ler onu eşek arısı zannediyor!”

Kaynak:Yıldırım Tuna

PEYNİR İSTEMİŞ

Adam rakı fabrikasında çalışırken ürün dinlendirme havuzuna düşmüş ve ölmüş. Fabrika arkadaşları taziye için evine gitmişler, adamın eşi perişan,

- “ Ah kocam, vah kocam “ diye ağlıyor, “ Kim bilir ne acı çekmiştir.. “ deyince iş arkadaşlarından biri “

-" Yok yenge, ben yanındaydım.. Pek acı çektiğini sanmıyorum. İki kere yüzeye çıktı, beyaz peynir istedi!”

Kaynak:Yıldırım Tuna

NİÇİN KORKUTUYOR

Ünlü bir sopranonun konserine giden baba oğul ilgiyle konseri dinliyorlardı. Bir ara çocuk merakla babasına sordu:

-"Baba, öndeki amca elindeki sopayla niye kadını korkutuyor?" 

Baba;

-"Korkutmuyor oğlum, yönetiyor!"

-"Eee, peki o zaman kadın niye avaz avaz bağırıyor "

AYAKKABININ TOPUĞU

Doktor, kunduracı olan akıl hastasının iyileştiğine karar verip taburcu etmiş. Buna çok sevinen hasta giderken doktoruna sormuş;

-"Doktor Bey, size hediye ayakkabı yapacağım ama sorayım dedim, topuğu önde mi olsun arkada mı?

GAZETE

Kahvaltı sofrasında gazete okuyan adama karısı; 

- "Keşke bir gazete olsaydım, böylece gün boyu tek ilgilendiğin ben olurdum." demiş.

Adam;

- "AHHH!  Keşke! Her gün bir tane alırdım." diye cevaplamış.

UĞURSUZ

 

Adam komadan yeni çıkmıştır, yanında ise karısı, gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar;

- İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin. İflas ettiğim gün oradaydın. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın.

Karısı takdir edilmenin mutluluğu ile gülümsedi

- Şimdi komadayım yine başucumdasın. Sonunda anladım, ama çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın.

SIRTLARSIN

Bektaşi komşusunu kafayı çekerken gören adam dayanamayıp laf atmış:

-"Hey baba erenler, bu halle sırat köprüsünü nasıl geçersin?"

Bektaşi istifini bozmadan komşusuna cevap vermiş:

-"Abe iki gözüm o gün de sen beni sırtlarsın." demiş.

ERİK

Ramazan ayında Baba Erenleri ağzında erikle görmüşler.

- "Bu ne hal efendim! İftara daha çok var" demişler.

Baba Erenler;

- "Biliyorum, ağzıma koydum ki iftara kadar yumuşasın sonra yiyeceğim" demiş.

TERK EDİŞ

Çok kıskanç ve evhamlı bir kadın kocasına nereye gittiğini söylemeden terk ederse ne tepki vereceğini merak eder. Bu yüzden artık ondan yorulduğunu ve onunla yaşamak istemediğini haber veren bir mektup yazar ve kendisi yatağın altında saklanarak mektubu odada masanın üzerine bırakır. Kocası eve geldiğinde mektubu görür ve okur. Ardından kendisi de bir şeyler yazmaya başlar ve şarkı söyleyip dans eder bir vaziyette kıyafetlerini değiştirir. Telefonunu eline alır, bir numarayı çevirir ve 

-“Bebeğim, şimdi üzerimi değiştiriyorum birazdan yanına geleceğim. Karımın sonunda onunla mutlu olamayacağımız kafasına dank etmiş olacak ki bırakıp gitmiş. Onunla evlenerek çok büyük yanlış yapmıştım zaten, keşke seni daha önceden tanısaydım. Neyse birazdan görüşürüz tatlım!” diyerek odadan çıkar.

Gözyaşları ve üzüntü içinde kadın yatağın altından çıkar ve kocasının mektuba yazdığını okumaya karar verir. Mektubu eline aldığında şöyle yazmaktadır: “Yatağın altında köpeğini görüyorum şapşal, ben bahçeye çıkıyorum."

İYİLİK SEVER HIRSIZ

Adamın arabası çalınır. İki gün sonra araba geri gelir ve bir not vardır içinde:

-"Özür dilerim arabanızı çaldım, ama karım doğum yapacaktı. Yarın tiyatroya eşiniz ve sizin için 2 bilet aldım. Hatamı telafi etmek istiyorum."

Adam duygulanır eşiyle tiyatroya giderler arabayı alan kim diye sağa sola bakar ancak herhangi bir sonuca varamazlar, ama memnun eve dönerler. Ev soyulmuştur ve duvarda bir not vardır:

-"Oyun nasıldı?"

İKİ A

Temel aldığı bir daktiloyu bozuk diye geri götürdü. 

Satıcı kontrol ettikten sonra hayretle;

-" Neresi bozuk bunun kardeşim?" diye sordu.

Temel:

- "İki tane "a" yok, saat yazamıyorum." dedi.

DAHA AĞIR

Şirketin ayak işlerine bakan çocuk, mektupları postalamak üzere postaneye gitti. Gişe memuru mektuplardan birisini tartıp; 

-"Bu çok ağır pul yapıştırmamız lazım." dedi.

Çocuk;

-"O zaman daha ağır olmaz mı?” diye saf saf sordu.

ZAM

Memur, patronuna giderek;

–" Zam istiyorum efendim, bana yakında zam yapacak üç şirket var,önce onlar yaparsa beni bulamayacaksınız, bilesiniz!"

Patron sormuş;

–" Hangi şirketler onlar?"

Memur:

– "Söyleyeyim efendim. Elektrik, doğalgaz ve su şirketleri!

GARANTİ

Papaz ölmek üzere olan adamın kulağına eğilerek;

-“Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle” der.

Ancak adamdan ses çıkmaz. Papaz tekrar;

-“Ölmeden önce şeytanı ve kötülüklerini lanetle” diye ısrar eder.

Ama adamdan yine ses çıkmaz. Papaz kızmış bir şekilde;

-“Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun?” diye sorunca.

-“Cennete gideceğimi garanti etmeden kimse hakkında yorum yapmak istemiyorum! Ya onun yanına düşersem” diye adam bitkin bir halde fısıldar