1 Aralık 2022 Perşembe

AY ALIP SATMAMIŞ

 

Nasreddin Hoca bir gün pazarda dolaşırken yanına bir adam yaklaşır ve; 

-“Hocam, bugün ayın kaçı?” der. 

Hoca, adamın kendisiyle dalga geçtiğini anlamış olmalı ki; 

-“Arkadaş, bugünlerde hiç ay alıp satmadım, bilmem.” cevabını verir.

EŞEĞİN AYAKLARI

 

Nasreddin Hoca’dan hoşlanmayan komşularından birisi günün birinde onu yolu üzerinde durdurur ve bilmiş, bilmiş konuşmaya başlar:


 -“Hoca Efendi, senin için ‘Evliya oldu, erdi’ diyorlar. Doğrusu inanmadım, eğer kerametin varsa benim dört ayaklı eşeğimi iki ayaklı yap da inanayım.” der.


 Adamın sözlerine sinirlenen Nasreddin Hoca;


 -“Be adam, ben eşeğin ayaklarını dörtten ikiye indirebilir miyim, bilmem. Fakat sen biraz daha konuşursan senin ayaklarını dörde çıkarabilirim.” deyiverir.

 

1 Kasım 2022 Salı

ÇEŞMEYİ NEDEN TIKAMIŞLAR

Bir yaz günü öğle sıcağında Nasreddin Hoca, komşu köye gitmektedir. Bir yandan güneş tepeden yakar, bir yandan da susuzluk içini kavurur. Dili damağına yapışmak üzere iken yolu bir çeşmeye uğrar. Olacak bu ya, adamın birisi de ‘su boşa akmasın’ diye çeşmenin oluğuna ağaç parçası tıkamıştır. Hoca, oluğu tıkayan ağaç parçasına var gücüyle asılır, asılır, bir iki denemeden sonra tıpayı çıkarıverir. Çıkarır çıkarmasına da çıkarmasıyla birlikte basınçlı su Hoca’nın üstünü başını ıslatır. Bütün bu olan bitenlere kızan Nasreddin Hoca, suyun karşısına geçerek;

-“Boşuna tıkamamışlar senin ağzını... Demek ki, hak etmişsin!” der.

BİR GRAM BAL İÇİN KİLO İLE ODUN

Bir dostu Nasreddin Hoca’ya birkaç kilo keçi boynuzunu hediye getirir ve;

-“Hocam, çam sakızı çoban armağanı, bizim oralarda olanlardan sana hediye getirdim.” der.

Hoca Efendi, keçi boynuzlarını ve dişlerini şöyle bir kontrol ettikten sonra;

-“Sağ ol komşu, bir gram bal için bir birkaç kilo odun yiyemem.” der.

1 Ekim 2022 Cumartesi

SAVURGANLIĞI SEVMEM

                                                                  
Nasreddin Hoca ateş yakacaktır. Belli ki hanımı da yemek yapma hazırlığındadır. Hoca, 
duvarda asılı olan körüğü alır ve ateşi körüklemeye başlar, işini bitirdikten sonra da körüğün 
ağzını iyice bağlayarak yerine asar. Bütün bu olanlara bir anlam veremeyen Hoca’nın hanımı;

-“Yahu Hoca Efendi, bu körüğün ağzını niçin bağlıyorsun?” der.

Hoca bu, lafın altında mı kalır;

-“Yahu hatun, bunu bilmeyecek ne var? Eğer körüğün ağzını tıkamasam içerisindeki hava uçup gidecektir. Biliyorsun ben savurganlığı sevmem.” der.

4 Eylül 2022 Pazar

BARIŞMIŞLARDIR

Nasreddin Hoca evinin bahçesindeki ağacın gölgesinde namaz saatini beklerken telaşlı bir  şekilde kapısının tokmağına vurulduğunu işitir. Hoca, kapıyı açınca komşusunu görür ve;

-“Buyur komşu, nedir bu telaşın?” deyince komşusu;

-“Sorma Hocam, karımla baldızım saç saça, baş başa dövüşüyorlar.” der.

Bunun üzerine Hoca merakla;

-“Komşu, ayıramadın mı?” deyince, komşusu sızlanarak cevap verir:

-“Ne mümkün Hocam, bırak ayırmayı yanlarına bile yaklaşamadım.”

-“Pekiyi, bu hanımlar ne diye kavga ediyorlar?” deyince komşusu;

-“Bilmiyorum Hocam!” der.

Hoca bir defa daha sorar:

-“Sakın, ‘sen yaşlısın, ben yaşlıyım’ diye kavga etmesinler?” deyince komşusu;

-“Yok Hocam, yok başka bir konuda kavga ediyor olmalılar!” der.

Bunun üzerine Hoca rahat bir şekilde konuyu çözüverir:

-“Komşum, o zaman telaşlanmaya gerek yok! Konu yaş değilse çabucak barışırlar, belki 
de şimdiye barışmışlardır bile.” der.

BAHAR

Hoca ve arkadaşları bahar mevsiminde bir çınarın altında oturmuş, çaylarını içerlerkenaralarından biri Hoca'yı sözüm ona imtihan etmek ister:


-“Yahu Hocam, bu insanlar yaz aylarında sıcaktan, kış aylarında ise soğuktan şikâyet ederler; sizce bu şikâyetin sebebi nedir?”

Hoca bu, hemen cevabını veriverir:

-“Komşu, komşu, sen onlara kulak asma, bak içinde yaşadığımız bahardan hiç hoşnut olmayan var mı? Sen hayatını yaşamaya devam et.”

7 Ağustos 2022 Pazar

AYNİ YAŞTA

 Arkadaşları zaman zaman Nasreddin Hoca’ya takılırlarmış, çünkü onun cevaplarından ders çıkarırlarmış. Gene böyle bir günde Hoca’ya;

-“Hoca Efendi, sen mi büyüksün, yoksa kardeşin mi?” diye sorarlar.

Hoca arkadaşlarının yine kendisine takıldıklarını anlayınca şöyle bir düşündükten sonra gülümseyerek şu cevabı verir:

-“Geçen yıl anneme bu soruyu sormuştum, o da; ‘Kardeşin senden bir yaş küçük.’ demişti. O zamandan bu yana bir yıl geçtiğine göre şimdi aynı yaştayız.”

1 Temmuz 2022 Cuma

ADAM OLMANIN YÖNTEMİ

Hoca'nın da içinde bulunduğu topluluktan birisi;

-“Hocam, adam olmanın yöntemi nedir?” deyince;

Hoca Efendi, adamın nefes almasına bile fırsat vermeden;

-“Canım, bunu bilmeyecek ne var, elbette kulaktır.” der.

Fakat Hoca, arkadaşlarının "kulaktır" cevabından pek bir şey anlamadıklarını anlayınca 
açıklama yapma gereğini duyar:

-“Aa!. . Bunu bilemeyecek ne var? Herhangi bir adam konuşurken onu can kulağı ile 
dinlemeli; bu arada kendi ağzından çıkanı kendi kulağı duymalıdır.”

AYNİ MERDİVEN


Nasreddin Hoca, Akşehir’i ziyaret eden bir papazla tanışır. Papaz, Hoca’nın ününü daha önce duyduğu için onu denemek ister ve;

-“Hoca Efendi, bana söyler misin, Peygamberiniz Hazreti Muhammed Miraç’a nasıl yükseldi?” diye sorar.

Sorudaki inceliği anlayan Hoca da Papaz’a;

-“Papaz Efendi, Papaz Efendi! Sizin Peygamberiniz Hz. İsa göğe yükselmedi mi?”

Papaz şaşkın vaziyette ne diyeceğini düşünürken, Hoca hemen cevabı yapıştırır;

-“Peygamberimiz Hazreti Muhammed, Miraç’a giderken sizin Peygamberiniz Hazreti İsa için hazırlanan merdiveni kullandı.”

1 Haziran 2022 Çarşamba

TEKRAR İNİP BİNSEK Mİ?

Bir makine, bir elektrik, bir de bilgisayar mühendisi arabayla yola koyulmuşlar. Bir süre sonra araba arıza yapmış, kenara çekmişler.
 
Makine mühendisi:

- "Dur ben bir bakayım..." deyip kaputu açmış. 

Motor blokuna, şafta, diğer akşamlara bakıp bir şeyler yapmış, arabaya binmiş. Marşa basmış, araba çalışmamış.


Elektrik mühendisi:

- "Dur bir de ben bakayım."

 Aküye bakmış, kabloları kontrol edip arabaya binmiş. Marşa basmış, araba çalışmamış.

İkisinin de kafası bilgisayar mühendisine doğru dönmüş.

Bilgisayar mühendisi:

- “Eee inip tekrar binsek mi acaba?" demiş.

MEVZUAT


Orta kademe bir bürokrat görevli olarak şehir'den kasaba'ya doğru gidiyormuş.Yol üstünde, sulak ama bataklık bir yerde mola vermiş,  arabasından inerek biraz yürümek istemiş. Nasıl olmuşsa ayağı kayıp bataklığa düşmüş.

-"İmdat, boğuluyorum. Kurtarın beni!" diye bağırmış.

O civardan geçen bir köylü, sesini duyup yaklaşmış. 

Bürokrat;

-"Bataklığa düştüm, kurtar beni!" demiş.

Köylü;

- "Geçmiş olsun" demiş.

Ama kurtarmak için hiç gayret göstermemiş. Hani nerdeyse dönüp gidecek. Bürokrat paniklemiş ister istemez,

-"Lütfen" diye yalvarmış, bir dal uzat. Kurtar beni!"

Köylü, 

-"Olmaz, sen şu anda Hazine toprakları üzerindesin. Hazine malından bir şey almak suçtur!"

-"Sen, dalga mı geçiyorsun" diye bağırmış ağzına dolan çamurlarla bürokrat "Ölüyorum. Kurtar beni!"

Köylü hiç istifini bozmadan cevap vermiş.

-"Ben Hazine'den mal alıp suçlu duruma düşemem. Fakat, seni böyle bırakacak değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakama, kaymakam da valiyi arar mutlaka. Mal müdürüne talimat verilir. Şayet, Hazine arazisi değilse, İtfaiyeye talimat verir ve seni kurtarırlar..."

-"Yahu" demiş bürokrat, Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm."

Köylü gülmüş. 

-"Ben ölmezsin demiyorum ki,  Ölsen de, mevzuata uygun ölürsün!"

1 Mayıs 2022 Pazar

KEDİ NEREDE?


Nasrettin Hoca aylık alışverişini yaparak pazardan evine erzak ve 2 okka et ile döndü. Bir gün, iki gün, üç gün geçmesine rağmen önüne yemek olarak et çıkmayınca, dayanamayarak hanımına;

-"Hatun iki okka etimiz var neden sofraya çıkarmazsın?" diye serzenişte bulundu.

Eti bir gün önce ziyarete gelen, kendi anne ve kardeşlerine yemek olarak ikram eden hocanın karısı telaşlanarak;

-"Eti kedi kaptı bey!" yalanı ağzından çıktı.

Gözleri hayretten açılan hoca yanlarında kıvrılmış uyuyan kediyi kaptığı gibi eliyle tartarak.

-"Hatun bu zaten iki okka geliyor. Bu etse kedi nerede?" diye homurdandı.

BATTI MI- YANDI MI?

İsrail yolcusu bir afroamerikalı pasaportunu kaybetmis. Sağa sola bakınırken yerde bir pasaport bulmuş. Bir bakmış ki Leanardo Di caprio'nun pasaportu değil mi! Hiç tereddüt etmeden kendisi için çok önemli olan bu setahati yapmak üzere uçağa yönelmiş.

Telaviv'e inildiğinde elinde pasaportu sıraya girmiş. Pasporta uzanan İsrailli pasaport polisi donmuş kalmış. Yan masada oturan meslektaşına seslenmiş;

-"Ey Gavriel Titanik batmis miydi, yanmis miydi?"

2 Nisan 2022 Cumartesi

TEK KÖZÜNÜ KAPA

Temel bir süredir her şeyi çift görüyordu, sıkıntısını gizlice İdris’e açmış.

İdris;

-”Ula uşağum! Kafana takduğun şeye bak. Ula sende tek çözunu kapa daaa!”

5 Mart 2022 Cumartesi

İYİLİK Mİ, KÖTÜLÜK MÜ?

Hastane kantininde oturmuş sandviç ve meyvesuyu ile kahvaltısını yapan adamın gözüne eli ağzında, kendisine iştahla bakan çocuk takıldı. Yediklerini masaya bırakarak kasaya yaklaştı ve aynilerinden çocuğada alıp önüne koydu. Çocuk minnetle bakarak iştahla yemeğe başladı. Tam o sırada çocuğun annesi geldi. Bir çocuğa, birde adama bakarak, ağlamaklı bir halde;

- "Bunu siz mi aldınız "diye sordu.

Teşekkür bekleyen adam mahcup bir şekilde.

-"Evet" dedi.

Kadın birden ellerini açtı ve bedduaya başladı.

-"Allah senin belanı versin. Aç karnına tahlil yaptıracaktık. Senin yüzünden yarın tekrar bu kadar yolu çekmek zorunda kalacağım." dedi.

1 Mart 2022 Salı

BAŞINI PENCEREDE UNUTMUŞ

 

Günün birinde köylüsü Hoca'yı evine davet eder,  Hoca davete gider. Eve yaklaşınca ev sahibinin başını pencereden içeriye doğru çektiğini görür. Evin kapısına çalan Hoca;

-"Köylüm ben geldim." deyince, kapının arkasından değiştirilmiş bir ses duyulur:

-"Ah Hocam, ah! Evin sahibi buradaydı, az önce gitti, sizin geldiğinizi söylerim, mutlaka çok üzülecektir."

Hoca bu söz karşısında iyice sinirlenir ve;

-"Ev sahibine söyleyin, bir daha bir yere giderken başını pencerede unutmasın." der.

ÇORBA KOKUSU

Nasreddin Hoca’nın canı tarhana çorbası çekmiş. Üzerine ekmek doğrayıp çorba içme hayali kurarken kapısı çalınmış. Yan komşunun oğluymuş gelen.

– “Hocam annem çok hasta, yemek yapamadık. Bir tas çorban varsa verebilir misin?” diye sormuş.

Hoca mırıldanmış:

-”Bu komşular da bir alem! Kurduğum hayalin bile kokusunu almayı beceriyorlar.” demiş.

1 Şubat 2022 Salı

GEÇEN HAFTAYA SAY

Nasreddin Hoca hamama gitmiş, ancak içeri girdiği andan çıkıncaya kadar kimse onunla ilgilenmemiş ve hizmet etmemiş, çıkarkende yüklü bir bahşişle hamamdan ayrılmış.

Bir sonraki hafta tekrar hamama gitiğinde, verdiği bahşişi hatırlayan çalışanlar hocanın etrafında pervane olmuş. İzzet, ikram, temiz havlu, çay ve kahve, “oldukça fazla ilgiyle karşılanmış. Çıkarken de ona uzatılan bahşiş kutusuna hiç bahşiş bırakmamış.

Hamamcı şaşkın bir şekilde:

– “Hocam bu kadar hizmete bahşiş verilmez mi?” diye sormuş.

Nasreddin Hoca gülerek:

– “Geçen hafta zahmetsiz aldığınız bahşişe sayın!” demiş.

ORUÇ TUTAN TİLKİ

Köyde kümese tilki dadanmış, her akşam birtavuğu afiyetle mideye götürüyormuş. Köylüler çeşitli tuzaklar kurmuşlar ancak hepsinden kurtulmayı başarmış. Köylülerden biri;

- “Gelin bombalı bir tuzak kuralım." demiş.

Hafif patlayıcılı bir düzenek hazırlayıp, kestikleri tavuğun içerisine yarleştirip, hemen kümesin ağzına koymuşlar. Güneş batınca tilki gelmiş. Kümesin ağzındaki hareketsiz tavuğu görünce kuşkulanmış ve biraz uzağa çekilerek uzanıp beklemeye başlamış. Biraz sonra oldukça aç bir durumda kurt çıkagelmiş, sağa bakmış, sola bakmış ve tavuğu görmüş, tilkiye;

-“Orda tavuk var görmedin mi?” diye sormuş.

Tilki;

- “Gördüm ama ben bugün orucum topun patlamasını bekliyorum” demiş.

Kurt;

- “Ben oruç değilim. O zaman ben yiyebilirim.” demiş.

Tavuğun yanına gidip pençesini atmasıyla birlikte bomba patlamış. Tavuk bir tarafa, kurt bir tarafa savrulmuş. Kurt kan revan içinde yerde yatarken, tilki gelip tavukdan kalanları yemeye başlamış. Kurt kafasını zar zor kaldırıp, tilkiye;

- “Hani sen oruçtun!” diye sormuş.

Tilki;

-"Biraz önce top atıldı, duymadın mı?” demiş.

2 Ocak 2022 Pazar

DÜŞÜNEN KUŞ


Nasreddin Hoca Akşehir pazarında bir adamın başına toplanmış olan kalabalığa yaklaşır. Satıcı elindeki kuşu satmaya çalışmakta ve 50 Akçe istemektedir.

– "Hemşerim bu nasıl kuş 50 akçe istersin?"

– "Hoca efendi bu bildiğin kuş değildir bunun özelliği var."

– "Neymiş özelliği?"

– "Hocam bu kuşa papağan derler ve konuşur."

Hoca hemen eve koşar, kümesten hindisini kaptığı gibi pazara döner. Papağan satmakta olan adamın yanına durur ve yüksek sesle;

– "Bu gördüğünüz kuş sadece 100 akçeye, gel, gel!"

Herkesten çok papağan satan şaşar bu işe ve sorar.

– "Hocam 100 akçe çok değil mi bir hindi için?"

– "Sen 50 ye satıyorsun ama?"

– "Dedim ya hocam benim kuş konuşur ama."

– "Öyleyse, benimki de düşünür!"

AĞALAYACAK OLAN ANA

Nasrettin Hoca’nın iki oğlu Akşehir'in iki ayrı köyünde yaşıyormuş. Bir gün oğullarını dolaşmak için eşeğine binerek önce büyük oğlunun yaşadığı köye ulaşmış.

Büyük oğul babasını görünce dertlenmiş;

– “ Baba, bütün sermayemi şu çömleklere yatırdım. Hava güneşli olur da, tez zamanda hepsi kurursa hayatım kurtulacak, ama olur da yağmur yağarsa anam ağlayacak!”

Bir süre sohbet ve duadan sonra, Nasrettin Hoca onun yanından ayrılıp, diğer köydeki küçük oğlunun yanına gitmiş.

Babasını endişeli bir şekilde karşılayan küçük oğlu;

– “ Baba, varım yoğum şu tarlada, vaktinde yağmur yağarsa, ekinlerim bol gelecek, hayatım kurtulacak. Olur da kuraklık gelirse anam ağlayacak” demiş.

Hoca Nasrettin eve dönmüş, canı çok sıkkınmış.

Hanımı;

– “Hayrola hoca, canın bir şeye mi sıkkın? Neden yüzün asık” demiş.

– “Benimki bir şey değil hanım, asıl en kendi halini düşün. Yağmur yağsa da, yağmasa  da sen hep ağlayacksın.