2 Ocak 2022 Pazar

DÜŞÜNEN KUŞ


Nasreddin Hoca Akşehir pazarında bir adamın başına toplanmış olan kalabalığa yaklaşır. Satıcı elindeki kuşu satmaya çalışmakta ve 50 Akçe istemektedir.

– "Hemşerim bu nasıl kuş 50 akçe istersin?"

– "Hoca efendi bu bildiğin kuş değildir bunun özelliği var."

– "Neymiş özelliği?"

– "Hocam bu kuşa papağan derler ve konuşur."

Hoca hemen eve koşar, kümesten hindisini kaptığı gibi pazara döner. Papağan satmakta olan adamın yanına durur ve yüksek sesle;

– "Bu gördüğünüz kuş sadece 100 akçeye, gel, gel!"

Herkesten çok papağan satan şaşar bu işe ve sorar.

– "Hocam 100 akçe çok değil mi bir hindi için?"

– "Sen 50 ye satıyorsun ama?"

– "Dedim ya hocam benim kuş konuşur ama."

– "Öyleyse, benimki de düşünür!"

AĞALAYACAK OLAN ANA

Nasrettin Hoca’nın iki oğlu Akşehir'in iki ayrı köyünde yaşıyormuş. Bir gün oğullarını dolaşmak için eşeğine binerek önce büyük oğlunun yaşadığı köye ulaşmış.

Büyük oğul babasını görünce dertlenmiş;

– “ Baba, bütün sermayemi şu çömleklere yatırdım. Hava güneşli olur da, tez zamanda hepsi kurursa hayatım kurtulacak, ama olur da yağmur yağarsa anam ağlayacak!”

Bir süre sohbet ve duadan sonra, Nasrettin Hoca onun yanından ayrılıp, diğer köydeki küçük oğlunun yanına gitmiş.

Babasını endişeli bir şekilde karşılayan küçük oğlu;

– “ Baba, varım yoğum şu tarlada, vaktinde yağmur yağarsa, ekinlerim bol gelecek, hayatım kurtulacak. Olur da kuraklık gelirse anam ağlayacak” demiş.

Hoca Nasrettin eve dönmüş, canı çok sıkkınmış.

Hanımı;

– “Hayrola hoca, canın bir şeye mi sıkkın? Neden yüzün asık” demiş.

– “Benimki bir şey değil hanım, asıl en kendi halini düşün. Yağmur yağsa da, yağmasa  da sen hep ağlayacksın.