Temel ile İdris avcılığa merak sarmışlar ve bu işi pirinden ögrenmeyi kafaya koymuşlar. Duymuşlarki bilmem ne köyunde bir Mehmet ağa varmış, bu işin piriymiş. Hangi delikten, hangi hayvan çıkar, nerede ne avlanır, nasıl avlanır , kurşun nereden hangi açıyla atılır, bilirmiş.
Doğru Mehmet ağaya gitmişler, dertlerini anlatmışlar. Hayli yaşlı bir adam olan Mehmet ağa:
- "Zaten artık benimde birilerini yetiştirmem lazım" demiş.
Birlikte çıkmışlar dağlara. Ufacık bir delik çıkmış karşılarına. Mehmet ağa demişki:
- "Bu delikten biraz sonra sincap çıkar."
Gerçekten iki dakika sonra çıkmış bir sincap, bizim avcılarda sincabı bir atışta vurmuşlar. Biraz ileride biraz daha büyük bir delik. Mehmet ağa demis :
- "Birazdan burdan bir tavşan çıkar.",
Dediği gibi tavşan çıkmış gerçekten ve bizimkilerde indirmişler aşağı. Daha ileride biraz daha büyük bir delik bu defaki kurban tilki ve daha sonra daha büyük bir delikten de bir ayı avlamışlar.
Mehmet ağa
- "Ben yoruldum artık gidiyorum öğrettiklerimi unutmayın ve dikkat edin," diyerek onlardan ayrılmış.
Temel ile İdris biz biraz daha avlanacağız diye devam etmişler. Koca bir deliğe rastlamışlar ve beklemeye başlamışlar. Ertesi günkü gazetelerde haber.
- "Doğu Expresi iki kişiyi ezdi".