Temel ile Dursun Amerika'da ve Nasa emrinde astronutturlar. Uzaya uçuştan bir gün önce ve yorucu eğitim sonrası bu zor yolculuğun öncesinde uyumak üzere evlerine giderler. Ancak! Dursun tam uyumak üzereyken telefon çalar. Arayan Temel'dir.
- "Ula, Tursun. Ben Demel. Uyudun mi?"
- "Henuz deyil."
- "Pen çok heyecanliyum. Uyku tutmadi. Sağa da uyarsa, penumle pirlikte içmeye ne dersun? Uzun sure içki içemiyeceğuz.."
- "Damam ula."
Bir saat sonra Temel ve Dursun buluşurlar, bir bara girip içki söylerler. Barmen tam içkiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar.
-" Hey men. Sizi tanıdım. Yarın Mars'a gidecek astronotlarsınız. Size içki verdiğim ortaya çıkarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayın."
Temel ve Dursun barmenle tartışmalarına rağmen o barda içki içemezler. Başka barlarda şanslarını denerler; ama TV programlarını sürekli izleyen barmenler onları her seferinde tanırlar ve içki vermeyi reddederler. Marketler de kapalıdır. Tam eve dönmeye karar verdiklerinde Dursun'un aklına bir fikir gelir.
- "Yahu Temel, pizum uzay roketine koyduklari yakitin kokusuni hatirlayi misun. Ayni viski gibiydi. Istiysen ondan icelum."
Birlikte uzay üssüne girerler. Son bir defa daha her şeyi kontrol etmek bahanesiyle yakıt tankının yanına gelirler.
Kimse şüphelenmez. Temel ve Dursun yakıt tankından aldıkları yakıttan birer ikişer kadeh içerler; sonra da evlerine giderler. Dursun tam uyumak üzereyken telefon çalar. Arayan yine Temel' dir.
- "Alo Dursun. Yine pen. Rahatsiz ettum ama kusura pakma. Sağa pi şey sormak istiyrum. Karnin ağriyi mi?"
- "Heee! Hem de çok."
- "Peçi. O zaman sakin osssurayum teme, pak pen seni Tokyo'dan arayrum."