5 Kasım 2009 Perşembe

Üç Dilek

Temel ve Dursun, kumsalda gezerken, bir de bakmışlar önlerinde Alaaddin'in Sihirli Lambası duruyor. Almışlar ellerine lambayı şöyle bir dokunup okşamışlar. Fiiiiiiisssssssss. Cin dışarıda.

Cin; bir Temel'e bakmış, bir Dursun'a, bakmış karşısında iki Laz. Sonra dile gelmiş:

- "Kusura bakmayın uşaklar, ben sizinle fazla uğraşamam. Alın size üçer yumurta, her kırdığınız yumurta için bir dilek tutun. İstekleriniz yerine gelsin." demiş.

Cin uçup gitmiş lambasına, Temel ile Dursun ellerinde yumurtalarla ayrılmışlar kumsaldan. Aradan yıllar geçmiş. Bu olaydan çok zaman sonra iki eski dost karşılaşmışlar.

Temel, Dursun'a sormuş:

-"Ula Tursin, ne ettun yimirtalari?"

- "Valla,Temel, ilkini kirdim, çok para istedum, hiç bitmeyen bir param var."

-" Eeee! Ikincisu."

-" Onu da kirdim, çok guzel bir hatun istedum. Şimdi dunyalar guzeli bir karim var."

- "Ya ucuncusunu neettun?"

- "Onu da kirdum, sağlik istedum. Hiç hastalanmadan yaşayip cideyrum. Peki sen ne ettun yimirtalari?"

Temel hüzünle başını sallamış,

-" Sorma uşağım sorma! Senden ayrildim eve celdum, tam eşikten gireyiken ayağum takildi, yumurtanin biri yere duşti kirildi. Ben de, "hassssttir be" dedum. Hay demez olaydum, evin içi "çük" doldi."

-" Eeee! Sonra?" demiş, Dursun;

-" Bir ev dolusu çükle ne yapayim da! Kirdim ikincuyu, butun çük'leri geri götürmesini istedum."

-"Yaaa! Peki sonunciyi ne ettun?"

-"Ne edeceğidum uşağum? Kirdim sonuncuyu da, haçan benimkini geri getir, dedum da."