
-"Anacuğum kafandaki saçların neden beyazlıyor senin?"
Annesi;
-"Uşağum, sen beni her üzdüğünde saçımdan bir tel beyazlıyor," demiş.
Temel annesine duyurmamağa çalışarak;
-"Uyy şimdi anlaşıldi, ninemun saçlari neden bembeyaz olmuş!"
Gülmeyi Unutmuş Türk Halkına Seviyeli Fıkra ve Hikâyeler
Temel TV tamiri yaparken arızalı olduğunu tesbit ettiği 669 no'lu parçayı ilgili firmanın "Yedek Parça" servisinden istemiş.
Adam, kasabaya giderken bakmış derenin kenarında Laz komşusu bir kedi yıkıyor. Adam Laza :
Temel ile Dursun bir gün sinamaya giderler, filmde bir at yarışı sahnesi vardır ve Temel Dursun'a sorar
Temel’in kötü huylarından biri de her sabah uyanır uyanmaz, gök gürültüsü kadar yüksek sesle osurmakmış.
Temel, karısının cenazesinde ağlıyor, kendini yerlere atıyor ve "Ne yapacağım?. Ne yapacağım" diye saçlarını yoluyormuş.
Temel Çımacı olmuş, ilk seferi ile yurt dışına çıkmış. Gemi Liverpool Limanı'na yanaşırken, Temel iskeledeki görevliye bağırdı:
Temelin ineği hastalanmış, hangi veterinere götürmüşse bir türlü iyileşmemiş. 
Temel akıl hastanesinde Başhekimdir. Bir gün Bakanlık Müsteşarı hastaneyi ziyaret eder. Camdan bahçeye bakarken delilerin yüksek bir yerden havuza atladığını görür ve Başhekim Temel’e:
Bizim küçük Temel, Okuldan bir türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen:
Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir. Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok. Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-"Babam öldi," demiş Temel.
Laz'a karayollarında orta beyaz çizgiyi boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Lazı çağırmış:
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık hastalanmakta, haftada bir doktora gitmektedir. Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu kesilmektedir. Bir gün bacağı, sonra kolu, eli.
Temelinde içinde bulunduğu Rize Belediyesi Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü elamanlarından bir grup, çukur açıyormuş. Bir başka grupda gelip çukurları kapatıyormuş. Uzun süre onları izleyen adamın biri çok merak etmiş ve ne yaptıklarını sormuş.
Samsunlu Temel, arabasıyla Trabzon'a giderken, Ordu-Giresun arasındaki kumsalda, iki Karadeniz uşağının garip bir yaratığı kanatlarından tutup gezdirdiklerini görmüş. Merakla koşup yanlarına varmış:
Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış;
Dursun, Temel'e sormuş:
Zamanın en büyük Mayfa babası çok ağır bir suçtan yargılanmaktadır ve idamı istenmektedir. Jüri üyelerinin içinde Temel de vardır. Mafyanın adamları mahkemeden önce Temel'i bir kenara çekerler ve şöyle derler:
Temel, Dursun ve İdris'in; memleketin durumu canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset. Ekonomi ve enflasyonu bırakarak devamlı kavga eden siyasiler. Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar.
Bir gün Temel, Dursun ve İdris kahvede tartışıyorlarmış:
Bir Fransız, bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdinin sihirli lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar ve konuşmaya başlar :
-"Dileyin benden ne dilerseniz!"
İngiliz :
-"Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum." der.
Cin hemen isteğini yerine getirir.
Sıra Fransıza gelir. O da ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteği de yerine gelir.
Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cine dileğini söyler :
-"Arkadaşlarım da gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı hemen geri getirmeni istiyorum" der.
Temel in 3 tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen biri doktor biri de santralcidir. Fakat öğretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadaşı sorar:
Temel'in küçcük takası, on kişilik tayfasıyla Karadeniz'in engin sularında yol almaktadır. Temel tayfalarını yanına çağırır. Onlara şöyle der:
Temel, Mars'a gidecek ilk astronottur. 10 milyar dolarlık muhteşem bir uzay gemisi ile giden Temel’den dönüşe dek haber alınamayacaktır. 10 yıl sonra geri döndügünde flaşlar patlar herkes merakla etrafını sarar:
Temel'in bir oğlu olmuş. Çocuk konuşmaya başlamış. Fakat kimin ismini söylüyorsa ertesi gün o ölüyormuş.
Temel ile Dursun birlikte askerlik yapmışlar. Komutanı Temel'i çok sevmiş. Ona birgün;
Temel,tesadüfen İngiltere kraliçesi Elizabeth'in İstanbul'u ziyaret ettiği gün İstanbula gelmiş. Kraliçenin şerefine belirli aralıklarla top ateşi yapılıyormuş. Merak edip sormuş:
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen, Erzurumlu öğrencisini