21 Kasım 2012 Çarşamba

Sevimli bir yaşlı hanım marketten 4 kutu kedi maması alır. Kasada ücretini ödeyecekken, kasiyer kız biraz alaycı bir bakışla;

- "Bunları size satamam. Son zamanlarda yaşlılar gelip, kedi maması diye alıp, kendileri yiyorlar. Kedinizin olduğunu kanıtlamalısınız!"der.

Yaşlı hanım evine gidip kedisi ile beraber geri gelir ve mamaları alır. Ertesi gün aynı yaşlı hanım 3 kutu köpek maması almak ister.

-"Mağaza yöneticileri, köpek için aldığınızı kanıtlamanız gerektiğini söylüyorlar’’ der kasiyer kız.

Yaşlı bayan yine evine kadar gidip köpeği ile geri gelir ve mamaları alır.Daha ertesi gün yaşlı bayan elinde kapağında bir delik olan bir kutu ile gelir markete, kasiyere delikten parmağını sokmasını söyler. Kasiyer kız yılan, böcek falan vardır diye çekinir.

-"Yok, yok ‘’ der yaşlı bayan, ‘’size zarar verecek bir şey yok’’ diye söylenir.

Kız deliğe parmağını sokar, çıkartır;

-"Ayyyy! Bu b.k !" diye bağırır.


-"Evet " der sevimli bir gülümsemeyle yaşlı hanım. "üç rulo tuvalet kağıdı rica edecektim de"

4 Kasım 2012 Pazar

İNGİLİZ KALLEŞLİĞİ

Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’nın sonuna gelinmiştir. Zafer daha kazanılmadığı için, Londra’da İstanbul Hükümeti’nin de bir temsilcisi vardır: O temsilci bir ara Dışişleri Bakanlığı da yapan Mustafa Reşit Paşadır.

Bir gün İngiltere Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri, yanında iki büyük sermaye grubunun temsilcileri Reşit Paşa’ya gelirler. Anadolu’daki orduya kundura, silah, elbise ve top satmayı önerirler, hem de müsait şartlarla.

İngilizler Yunanlıları Anadolu’ya çıkarmışlardır ama, onların kaybedeceklerini anlayınca da Türklere yanaşmaktadırlar. Çünkü onların geleneği budur, kültürü budur. Ayrıca Mustafa Reşit Paşaya bir teklifleri daha vardır. Yunanlılar, aldıkları malzemenin ve kredinin karşılığında İzmir Limanı’nın gelirini İngilizlere vermeyi kabul etmiştir. Oysa savaş umdukları gibi gitmemekte, Yunanlılar İzmir Limanı’nda tutunamayacaklardır.

Acaba, Anadolu Hükümeti İzmir Limanı’nın gelirini İngilizlere verebilir mi? Mustafa Reşit Paşa, Londra’da İstanbul Hükümeti’nin yani padişahın temsilcisidir, ama o bir Türk’tür ve de devlet adamıdır. Mustafa Reşit Paşa teklifi elinin tersiyle iter:

“İzmir ve limanı Türk’tür, Türkler evlerinin kapısını kimseye vermezler.” diye cevap verir.

2 Kasım 2012 Cuma

Annesiyle beraber bakkaldan alış veriş yapan küçük kıza bakkal, şeker kutusunu açıp:

- “İstediğin kadar al yavrum” der.

Çocuk el uzatıp almaz, çekingen davranır. Bakkal, bir avuç şeker alıp, kendisi çocuğa uzatır.

Dışarı çıktıklarında annesi:

-“Kızım, bakkal amca al dediğinde niye almadın?” diye sorar.

Çocuk:

-“Anneciğim, benim ellerim ufak, bakkal amcamınkiler daha büyüktü. Onun vermesini bekledim,” der.