22 Ocak 2014 Çarşamba

GÜL

Yeni evlenen gelinle, kaynanası karşı karşıya oturmuşlar, birbirlerini tanımak ve güçlerini ölçmek amacındalar.

Kaynana;

-" Kızım sen daha yenisin, birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşalım. Böylece birbirimizi daha iyi tanırız". diyerek lafa girmiş ve " benim üç halim vardır, dikkat et. Saçıma gül takmışsam neşeli günümdeyim demektir, her yola gelirim. Kulağımın arkasına gül takmışsam tam havamda değilim demektir. Çok ısrarcı olma. Eğer ki yakama gül takmışsam sakın etrafımda dolaşma, çok sinirliyim demektir".

Gelin;

-"Anneciğim benim halim falan yoktur. Bacak bacak üstüne atarım, sigaramı yakarım. Sen gülü nerene takarsan tak, ben keyfime bakarım!" diye cevaplamış.

Kıble nerede?

Mahallede yaramaz iki kardeş varmış, ne oluyorsa herkes onlardan biliyormuş. Bir şey kaybolsa cam kırılsa; ne olursa olsun onlar suçlanıyorlarmış. Anneleri mahallenin şikayetine dayanamayarak bir şeyler öğrensinler diye onları camiye imamın yanına götürmüş.

İmam çocukların bilgi seviyesini ölçmek için tek tek yanına çağırmış önce büyüğünü ve sormuş;

-" Oğlum kıble nerede?" demiş.

Çocuk panik içerisinde imamın yanından kaçarak kardeşinin yanına gelmiş. Kardeşi;

-“Abi ne oldu?” diye sorunca.

-" Sus sorma kıble neyse birisi yürütmüş, bizden biliyorlar!" demiş.