2 Eylül 2023 Cumartesi

ALLAH'IN RAHMETİ


Günün birinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Elbette yağmur yağdığı vakit ya koşulur, ya da bir yerlere sığınılır. Nasreddin Hoca da yağmurun yağışını ve sokakların yalnızlığını pencereden seyrederken bir de bakar ki yağmurdan kaçan bir adam. Hoca biraz dikkatli baktığında bunun bir komşusu olduğunu anlar ve pencereyi açarak;

-“Komşu, komşu, utanmıyor musun, niçin Allah’ın rahmetinden kaçıyorsun?” deyince adam koşmayı bırakır ve yavaş yavaş evine doğru gider. Bu arada adamın da ıslanmadık yeri kalmaz.

Ertesi gün hava yine yağmurludur. Bu defa Hoca Efendi alışveriş için sokağa çıkmıştır. O, işini bitirip de hızlı adımlarla evine doğru giderken bir gün önceki komşusunun evinin önünden geçer. Bu sefer komşusu;

-“Hoca Efendi, Hoca Efendi, sen dün bana ‘Allah’ın rahmetinden kaçılmaz. ’ demiştin; bak şimdi kendin kaçıyorsun.” deyince, Hoca komşusuna doğru döner ve;

-“Be adam! Ben Allah’ın rahmetinden kaçmıyorum, Allah’ın rahmetini çiğnememek için koşuyorum.” der.

ADAM OLMANIN YÖNTEMİ

Günün birinde Hoca'nın da içinde bulunduğu topluluktan birisi; 

-“Hocam, adam olmanın yöntemi nedir?” deyince; 

Hoca Efendi; 

-“Canım, bunu bilmeyecek ne var, elbette kulaktır.” der. 

Fakat Hoca, arkadaşlarının "kulaktır" cevabından pek bir şey anlamadıklarını anlayınca açıklama yapma gereğini duyar: 

-“Herhangi bir adam konuşurken onu can kulağı ile dinlemeli; bu arada kendi ağzından çıkanı kendi kulağı duymalıdır.”

3 Ağustos 2023 Perşembe

ÜÇ TAVUK


İstanbul'a matematik tahsili için giden genç sömestri tatili için köyüne dönmüştü. Annesi, dört gözle beklediği çocuğu için en güzel hazırlıkları yapmıştı. Özellikle de, oğlunun tavuk sevdiğini bildiği için, nar gibi kızarmış iki de tavuk yapmıştı. Çocuk eve girince büyük bir sevinçle karşıladılar ve anne oğlunun uzun yoldan geldiğini ve çok acıkmış olduğunu düşünerek hemen onları mutfağa aldı. Nar gibi kızarmış tavuklar ise masada, en tok adamın bile iştahını kabartacak şekilde ihtişamlı duruyordu. Baba oğluna sordu:

- "Eee! Anlat bakalım oğlum üniversitede neler öğrendiniz?"

- "Baba, pek çok şey gördüğümüz söylenemez. Fakat bize 'mantık' diye bir konu öğrettiler. Harikulade bir şey! Bak baba, bu mantık sayesinde mesela masada üç tane tavuk olduğunu sana ispatlayabilirim."

Baba büyük bir hayret içerisinde:

-"Yaa! Öylemi! Nasıl ispatlayacaksın?"

- "Bak baba, şu 1. tavuk şu ise 2. tavuk değil mi?"

- "Eveet?"

- "İşte 1, 2 daha 3 eder. O halde masada 3 tavuk vardır."

- "Yaa! Öyle mi!"

Baba büyük paralar harcayarak, büyük umutlarla,  ülkenin en büyük üniversitesine gönderdiği oğlunun böyle saçma sapan şeyler öğrenerek dönmesine canı çok sıkılmıştır ve hanımına dönerek kızgın bir sesle:

- "Bak hanım şu 1. tavuğu sadece sen yiyeceksin. 2.sini de ben yiyeceğim. 3.sünü de oğlumuz yesin."

7 Temmuz 2023 Cuma

BİNDİRDİ

Cumhuriyetin ilk yıllarında ve yeni yönetimin her köşeye hakim olamadığı bir dönemde, tarım ve hayvancılıkla uğraşan, imam atanamamış bir köyde, ahali tarlada geçen vakit içerisindeki öğlen ve ikindi namazlarını kılmazlarmış. Köylülerin arasından, elifi" ve "be" yi bildiğinden, kendini imam olarak atamış kişi ise bu davranışa sessiz kalırmış. Köye döndüklerinde akşam namazını kılar fakat yatsı vaktini beklemek zor gelir, uyur kalırlarmış. Köylü kendisini imam olarak atamış kişiyi, kasabaya göndermiş:

-"Git, müftüye söyle, üç vakit namaz bize çok geliyor, şunu iki vakte indiriversin de yatsıyı da kılmayalım" demesini istemiş.

Kendisini imam olarak atamış kişi eşeğine binmiş ve tam bir gün süren yolu kat ederek kasabaya Varmış ve zar zor müftünün karşısına çıkmış:

-"Müftü Efendi bir maruzatım var!" demiş ve bütün ayrıntısı ile köylünün dileğini müftüye iletmiş.

Duyduklarına inanamayan müftü:

-" Sümme haşa! Namaz beş vakittir, köylüne söyle 5 vakit kılsınlar ve kılmadıklarını kaza etsinler!" demiş.

Gece kuytu bir saçak altında gündüzü bekleyen kendini imam olarak atamış köylü, sabah ezanı ile köyün yolunu turmuş.

Köyde ise köylüler merak içerisinde kendini imam olarak atamış köylünün yolunu gözlüyormuş.
Kendini imam olarak atamış köylü, ses menziline girince, ona hep birlikte bağırmışlar:

-"İndirdi mi, indirdi mi?"

Kendini imam olarak atamış köylü, hayır anlamında elini sallayarak.

-" Ne indirmesi! Bindirdi, bindirdi!" diye seslenmiş.

1 Temmuz 2023 Cumartesi

ORASINI ALLAH BİLİR

 

Şarap yapmak yasaklanmış; sıkı bir kontrolle, şarap yapan yakalandığında ağır cezalar alıyordu. 
Bağ bozumu vakti geldiğinde, Bektaşi üzümlerin suyunu küplere doldurdu. Durumdan haberdar olan Kadı Bektaşinin küpleri başına geldiğinde, hiddetle sordu:

-"Üzüm suyu küplere ne için dolduruldu?"

Bektaşi, yakalanmışlığının telaşı ile cevap verir:

-"Dolduruyorum ki, orada sirke olsun."

Kadı, biraz yumuşayarak yeniden sordu:

-"Sirke dersin ama, ya şarap olursa!"

Kadını yumuşadığını gören Bektaşi:

-"E! Orasını artık Allah bilir," dedi.

1 Haziran 2023 Perşembe

KAYIK KÜÇÜK

 

Bektaşi kiraladığı kayık ile Eminönü’nden Üsküdar’a giderken, deniz dalgalanmaya, kayık sallanmaya başlar. Dalgaların, büyük bir fırtınanın başlangıcı olduğunu sezen Bektaşi’nin telaşlandığını gören kayıkçı.


-"Ne korkuyorsun yolcu? Korkma. Allah büyüktür!" Diye Bektaşi’yi sakinleştirmek ister.

Kayıkçının bu sözüne Bektaşi şu yanıtı verir:

-"Allah büyüktür amma, kayık küçük!"

BİR DE SENİN KULUNA BAK

 

Bektaşi İstanbul'da gezinirken, padişahın sarayı olduğunu zannettiği görkemli bir binanın yakınından geçmekte idi. Binanın önünde şatafatlı bir fayton durmakta idi. Binadan sırmalı elbiseleri olan adam çıkınca, muhafızlar selama durdu. Adam faytona binerken, Bektaşi meraklandı ve muhafızlardan birinin yanına sokularak sordu.


-"Faytona binen padişah mıdır?"

-"Hayır padişahın bir kuludur." Cevabını aldı.

Bektaşi, tepeden tırnağa önce faytondaki adama baktı. Sonrada kendi haline baktıktan sonra, ellerine açarak:

-"Yarabbim bir padişahın kuluna bak! Sonra, bir de senin kuluna bak!" Diye söylendi.

1 Mayıs 2023 Pazartesi

ŞİMDİ YALNIZ KALDIM

Bektaşi dalıp gitmişti. Güzel ve sakin bir havada hayalleriyle baş başaydı. Onun dalgınlığını izleyen biri merakla sordu:


-"Dalmış gitmişsin, kimin kimsen yok mu, yalnızmısın?"

Daldığı alemden ayrılmak zorunda kalan Bektaşi homurdandı:

-"Asıl şimdi yalnız kaldım".

ALDATMAK

Meyhanelerden çıkmayan, içkisini içerek geç vakitte naralar atarak evinin yolunu tutan, bu yolla sağı solu rahatsız eden biri rahmetli oldu. Cenaze namazı kılındıktak sonra imam sordu:


-"Merhumu nasıl bilirsiniz?"

-"İyi insandı, kimseye kötülüğü olmadı, rahmet olsun."

Bu cevapları duyan Bektaşi sabredemedi ve yanındakinin kulağına fısıldadı:

-"Bizi neyse de, Allahı da aldatmaya yelteniyorlar."

2 Nisan 2023 Pazar

UYURKEN NASIL GÖRÜNÜYORMUŞ


Aynanın karşısına geçip de gözlerini kapatan Temel’e ne yaptığını sormuşlar;

– Hiççç, uyurken kendimun nasıl görunduğunu merak etdum da.

1 Mart 2023 Çarşamba

MALİYETİNE

 

Hırsız, çaldığı elbiseyi satmak için gittiği pazarda, bir başkasına çaldırmış. Akşam eve döndüğünde hanımı sormuş:

— “Elbiseyi kaça sattın? “

Hırsız gülümseyerek:

— “Maliyetine.”demiş.

TEMEL ATMA TÖRENİ

 

Trabzon da, isimleri Temel olan kalabalık bir gurup, toplanmışlar bir birlerini iskeleden denize atıyorlarmış .Durumu gören İdris heveslenip yanlarına yanaşmış,


-“ Ula uşak ne zevkli şey yaptuğunuz. Penu da atın”

Kalabalığı yöneten sormuş;

-“Adun ne?”

-“İdrus.”

-“Sen olamazsun, pu temel atma törenüdür da!”

3 Şubat 2023 Cuma

İKİ BEYİN

Temel'e sormuşlar:


-" İki tane beyne sahip olan kimdir?"

Temel cevabı basmış.

- "Hamile kadun"

NELER FEDA ETMİŞ

Oğlunun okuması için hayli masraf ettiği halde çocuğun hiçbir şey öğrenemediğini gören köylü, büyük Bir ümitsizlik içinde;

- "Ah! Şu bir tanecik öküz için ne inekler feda ettim," der.

1 Ocak 2023 Pazar

BİLLUR KÂSE



Fuad Paşa, kısa bir süre için fevkalâde yetkilerle Kremlin'e büyükelçi olarak gönderilmiş, bu görevi sırasında, bir kabul resminde kendisini çok güzel ama eğitimi noksan bir Rus prensesi ile tanıştırmışlar. Merasimden sonra kendisine sormuşlar:

—" Nasıl buldunuz prensesi?"

Fuad Paşa bir diplomat gibi değil, içinden geldiği gibi cevap vermiş:

— "İçi sirke dolu billur bir kâse gibi."


KETUM FUAD PAŞA

                             
              
Pek mağrur ve şımarık olan III.Napolyon , Sultan Abdülaziz ile buluşacaktı. Fuad Paşa’da ona refakat için Elize Sarayı’na gelmişti. Fransa teşrifat nazırı, krala vaktin geldiğini hatırlatınca Napolyon, Fuad Paşa’nın orada olduğunu unutup, „Biraz beklesin ,ne çıkar!“ diye çıkışmış;sonra da Fuad Paşa’yı görüp mahçup olmuştu. Telafi için Paşa’ya dönüp:

-"Aman Paşa!Sakın zat-ı şahaneye söyleme!" deyince Paşa taşı gediğine koymuştu.

-"Hiç merak buyurmayın haşmetmeap! Hiç zat-ı şahanenin sizin hakkınızda söylediklerini haber veriyor muyum?"