12 Nisan 2010 Pazartesi

YUNANİSTAN'DA


Terzi İbrahim Sezen usta anlatıyor:
Teyo Pehlivan bir ara dükkanıma gelmemeye başladı. Uzun bir aradan sonra dükkanına gelmişti. Pehlivan sen neredeydin? Neden uğramazdın bizlere? Teyo dedi ki;
-“Yunanistan’daydım.”
-“Ya öyle mi, ne işin vardı orada?”
Teyo:
-“Yeğenim oradaydı yanına gittim. Orada denize girdim. Bir de Yunanlı kızla tanıştım. Kız bana Yunanca ismimi sordu. Dedim ki ben Hasankaleli Teyo Pehlivan. Herkes beni tanır. Ben de ona Yunanca sordum ki, senin ismin ne? Kız bana dedi ki, Benim adım Hadice!”
-"Ula Teyo, orada Hatice ne arar?"
-"Niye ola oğlum aralar da bizim değilmiydi?"

ATICI TEYO

Teyo yine bir gün heyecanla anlatmaktadır:

-”Rahmetli Atatürk, İsmet İnönü birde ben Suriye sınırına ava gettik, elimizde mavzerler var, birde ne görim havada bir bölük durna dönüp durir, hemen nişan aldığ ilkin Kemal Atatürk ateş etti, ama vuramadi, sonra İnöni atdi oda vuramadi, ben elime mavzeri alıp ya Allah Bismillah diyip tetige toğundum, birde bağdım bir bölik durna ayağımın dibine düşti, hemen Kemal Atatürk yanıma gelip sırtımı sıvazladi:

- "Aferim Teyo eyi atıcıymışsan" dedi.

BEN NE BÜLİM

Teyo pehlivan, Hasankale’de düzenlenen bir resmi güreşe çıkar. Rakibi İlçe dışından biridir, yabancı pehlivan bizimkini yener, hakem Hasankale’li olduğundan taraf tutar yenilgiyi saymaz. Tekrar güreşirler yabancı pehlivan tekrar yener. Bu kez yan hakemler kabul etmezler. Yabancı pehlivan bu duruma kızar, tuttuğu gibi bizimkini öyle bir yere çalar ki , iki omuzu yerde olan Teyo pehlivanın birde göğsüne oturarak der ki:

-“Şimdide mi yenilmedin?”

Teyo gayet pişkin cevap verir:

-“Ben ne bülim ula onnara sor!”

BOKSÖR TEYO

Teyo Pehlivan anlatmaya başlar:

-“Daha Muhammet Ali müslüman olmamış! Bana dediler ki Teyo yensen yensen, bu adamı dünyada bir tek sen yenersen.. Bu adamla bir ringe çıh da, haddini bildir. Gıramadım çocuğlari. Gahdım taaa Amerika’ya getdım. Attılar beni ringin ortasına, Nasi vuriram Muhammet Ali’ye. Bağdım bir ara salavat getirir.”

O sirada birisi merak edip sorar.

-“Teyo dayı müslüman olmayan biri hiç salavat getirir mi?”

Teyo ayaga kalkar:

-“Ola o gedder yumruği yiyen de, din iman mi kalır?”

CEHENNEME GİTTİLER

Teyo pehlivan,birgün hararetli hararetli anlatır:

-"Ola bülirsiz geçen sene beş arhadaş birer yumurtasına behse girdik."

Etrafındakiler sorar:

-“Hayrola pehlivan ne bahsi?”

-“Galanın tepesine çıhıp aşşagi atlayacahdıh. Kim ey atlarsa yumurtalari o alacakdi.”

Dinleyenler merak eder:

-“Peki ya sonunda ne oldi?”

-“Ne olacah ben ey atladım da diğerleri tepe üstü düşüp öldüler. Benim sadece ayağım burhuldi onnar da cehenneme getdi.”

Etrafındakiler hayretle sorarlar:

-“Yav sen ne bülirsen onların cehenneme gettiklerini?”

Teyo istifini bozmadan cevabını verir:

-“Televizyonda gördüm..”

LİZ’İN DAVETİ

Teyo pehlivan yine oturmuş döktürmektedir:

-"Vula, Elizabet o gün beni aradi. Diyiremki bir at bulsamda getsem"

Sorarlar:

-"Yav Teyo, heç Amerika'ya atla gidilir mi?"

Cevap verir:

-"Oğlum siz garıdaki güzelliği görsez vallaha yayan bile gidersiz."

KARASU

Teyo pehlivanın etrafına dizilmiş meraklılara nasıl balık avladığını anlatır.

-“Ağama söylim , bir gün balık avlamak için Karasu ya gettim. Tekneye bindim birez kenara doğri açıldım. Bahdım ki balıhlar çok küçük. Birez daha uzağa gettim, daha böyük balıh buluram , diye düşündüm. Küreklere asıldım , birkaç yüz kilometre gettim. Bahdım ki etrafta köyler görünir. Birez daha uzahlaşim , dedim. Neyse , bir daha küreklere yüklendim. Ele getmişem ki Allah sizi inandırsın etrafta heçbir şey görünmir. Bir de bahdım ki , arkadabir savaş gemisi. Üstünde Urus Bayraği asılı. Geminin kaptani İgor beni görünce hemen tanidi.

-“Pehlivan, pehlivan karasularımıza girdin, karasularımıza girdin, diye bağırdi.”

Gafayi galdırdım İgor'a dedim ki:

-“Get ola gavat , ben zaten Karasu'dayım, sen neden bahsedirsen?”

Ula Randuman Alamadım

Cuma vaktidir herkes bir teleşla Cumayı kılmağa gitmektedir. Kahve müdavimleri de cami yolunu tutarken, Teyo istifini bozmadan oturmaktadır.

Biri sorar:

-''Pehlivan sen camiye gelmir misen?''

Teyyo yanıt verir:

-"Yooğğ! Ula oğlum 40 sene gıldım bir randıman alamadım. Daha niye gılım ki"

SANKİ HEÇ GARİ GÖRMEMİŞLER

Teyo yine kahvede palavralarıyla milleti kırıp geçirmektedir.

-“Türkan Şoray Gala' ya filim çevirmeğe gelmiş, ula o zamanda tam delikanlı çağım. Gari bene tutuldi. Sabah akşam birlihteyih 'Teyo diyir başka bir şey demir. Birgün Türkan golumda bizim eve dogri gidirih. Esnaf işini bırakmış bizi gollir. Bir galanın gözi bizde. Ele süzirler ele süzirler gardaş sanki heç gari görmemişler!”

SEN DE KİMSEN

Bir gün Teyo pehlivan manitasını İstanbul’da bir resturant’a götürmüş orada Orhan Gencebay’da varmış. Teyo pehlivanın bütün sanatçılarla muhabbetti varmış ya manitası lavaboya gidince, Teyo pehlivanda Orhan Gencabay’ın yanına gider derki :

-“Orhan abi kalktığın zaman benim masanın yanına gelip selam ver de manitaya havam olsun.”

Orhan Gencebay’da kıramaz Teyo pehlivanı ve kabul eder. Teyo pehlivanın ve manitası bulunduğu masaya gelir ve selam verir bizim Teyo pehlivan da hava atacak ya:

-“Hadi ola sende kimsen? “der.

9 Nisan 2010 Cuma

SINAV

Karslılar 12 Eylül ihtilali öncesi Erzurum üzerinden geçerken, Erzurumlu gençler tarafından otobüsleri durdurulur ve sınav amacıyla herkese fatiha suresi okutulurmuş:

Yine böyle bir gün:

-"Ula ohi bahim elhemi!" der Erzurumlu Genç.

Karslı Delikanlı:

-"Elhemi bülmerem gulufu okusam olarmı?"

Erzurumlu Genç:

- "Tamam ohu!" der.

Ama okunandan da hiç birşey anlamaz. ve ekibin liderine seslenir:

-"Ula Zeçi ağabeyii hele bahki bu itoğlit doğri ohudimi?

SERÇE İLE MOTOSİKLETLİ GENÇ



Serçenin bir tanesi bol güneşli bir kış günü dalgın, dalgın uçuyormuş. Bir anda karşıdan gelen motosikletli genci fark etmiş ama motosikletli genç ve serçe bütün gayretlerine rağmen çarpışmayı engelleyememişler. Serçe , gencin kaskına "GÜMMMM" diye çarparak düşmüş. Sıkı bir hayvan sever olan genç hemen motordan inerek serçeye koşmuş.

Serçeyi karlar üzerinde kendinden geçmiş bir halde yatar görünce telaşlanmış, dikkatli bir şekilde yerden alarak motoruna atlamış ve evine getirmiş. Çok önce ölen muhabbet kuşlarının kafesini çıkarmış, serçeyi dikkatli bir şeklide içine uzatmış. Yanına biraz ekmek kırıntısı ve bir kavanoz kapağı ile de su koymuş.

Biraz sonra serçe yavaş, yavaş kendine gelmiş. Bulunduğu yeri ve çevreyi incelemeye başlamış ama her şey bulanıkmış. Bir süre sonra tamamen kendine gelip görüşü netleşince bir de bakmış ki parmaklıklar arkasında değil mi.

Birden kafasından aşağı adeta kaynar sular boşalmış ve:

-"Eyvahhh! Tühh, tühh galiba motorcuyu öldürmüşüzz beee!" diye haykırmış.

8 Nisan 2010 Perşembe

UCHE

Teyo yine Gala’da kahvedekilere bu defa Uche’yi anlatıyor:

-“Ula! Ano Fenerbahçeli gara oğlan Uche var ya herkes oni gavur sanir. Değil Oğlum, değil. Gendisi Hasankalalı Çöğender köyündendir. Daha önce amburanın insanına benzirdi. Daha bir tarihte Arabistana iş aramağa getdi. Oğlan ondan sonra anbele oldi. Bizim Uche Arapların yanında çoğ kalınca karardi celdi”

TEYO’NUN EVİ

İngiltere Cumhurbaşkanı Ankara’ya, Atatürk’ü ziyarete gelmiş. Erzurumlu Teyo Pehlivan da tesadüf, Mustafa Kemal’in yanındaymış. Erzurum’un bir meselesi varmış, kentin ileri gelenleri çok rica etmiş:

-“Ata seni kırmaz, n’olur şunu bi hallediver” demişler,

Teyo Pehlivan da bu nedenle Gazi’ye gelmiş. Bir ara Atatürk’le İngiliz Cumhurbaşkanı satranç oynamaya karar vermiş. Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanı’na:

-“Oynayalım ama, yenersem bana ne vereceksin?” demiş.

Bunun üzerine İngiliz:

-“Yenersen Kuzey İrlanda’yı sana veririm. Ben yenersem sen ne vereceksin?” demiş.

Gazi biraz düşünmüş:

-“Eğer ben yenilirsem sana Doğu Anadolu’yu veririm” cevabını vermiş.

Bunu duyan Teyyo Pehlivan hemen itiraz ederek:

-“Oo, Paşam, bizim ev n’olacak o zaman?” diye sitem etmiş.

Atatürk:

-“Doğru. Doğu Anadolu’yu veririm ama Teyyo’nun evi hariç”

Bu kez itiraz sırası İngiltere Cumhurbaşkanı’na gelmiş:

-“Teyyo Pehlivan’ın evi yoksa ben Doğu Anadolu’yu ne yapayım” demiş ve satranç oynamaktan vazgeçmişler.